Okullu çocuk anasından itiraf :Çocuğunuzun ederi neyse sizin doğrunuz o olsun!




Önce utandım!

    Bu yukarıdaki tweeti okula çocuğunu karga tulumba bırakan ve çalışmayan bir anne için yazmıştım.Çocuk okula sorunsuz gelen bir çocukmuş ama arada böyle yapıyormuş annesi de yanında durunca daha beter ağlıyor diye bırakıp gidiyormuş.

   Daha geçen gün anneliğimizi eleştirmeyelim diye densiz komşuma kızıp yazı yazan ben,sonra hiç utanmayıp bu tweeti yazıyorum;anlamadan dinlemeden,içinde bulunulan durumu bilmeden hem de...

  Bazen gerçekten tükürdüğünü yalıyormuş insan çünkü geçen hafta okula süt liman giden Lina bu hafta çok ağlayınca ilk gün hafif hafif sakinleştirdik ama 2. gün aşırı ağlayınca daha fazla dayanamadım "Siz gidince susuyor!" dedikleri için bırakıp okuldan hızla uzaklaştım.Tabi annem okuldaydı ama ben çıktım direk.Ben yolda ağladım o okulda.Yaklaşık 15 dk sonra uyudu diye haberi geldi.Yanlış anlaşılmasın kuruma güveniyorum ve yaklaşımlarını beğeniyorum.Onlarda doğru bildiklerini gözlemlediklerini aktarıyorlar.Ben sadece kınadığım pozisyona düşmüş olmanın hezmetini yaşadım ve utandım kendimden.He ben çalışıyorum ve zorunluluklarım olması yine de benim için hafifletici sebep.

 Ayrıca çocuk gelişimi mezunu,yıllarca anaokulu öğretmenliği yapan görümcem de "Kimi çocuk çabuk alışır,kimisi önce alışır sonra sorun yaşar,kimisi hiç adapte olamaz ama ayrılma sürecini ne kadar uzun tutarsan o kadar zor adapte olur.Senin kararlı olduğunu görmesi lazım ." dedi.

  Dün gece eşime düşüncelerimi anlattım:

     Okula geldiğimizde ya yemek saatine ya da uyku saatine denk geliyor çünkü biz geç kalıyoruz,ya da Lina sınıfa çıkmaya ikna olana kadar o saatler gelmiş oluyor.Lina yarım gün okula gittiği için öğretmeninin ona adapte olacağı süreyi tanıması zorlaşıyor.Ne kadar sınıf mevcutları 10 kişi de olsa,yanlarında 2 öğretmen de olsa,Lina asli öğretmenini istiyor ama o sırada asli öğretmenin uyku odasında olması gerekiyor.Ona okulda kimse bir şey demese,adapte olmak için kendisine tanınması gereken süre tanınsa okulu merak etmeye başlayacağı sınıfa girmek isteyeceği ve alışacağına eminim

dedim.

  Sonra kendi kendimize şunu dedik çocuk ilk okula başlasa da ağlayacak,4 yaşta başlasa da ağlayacak,5 yaşta başlasa da ağlayacak e madem öyle demek ki ağlayarak alışacak ama bunun yanında "Öğrenilmiş çaresizlik!" diye bir şey var ya çocuk ağlamayı bıraktığı zaman onu buna koşullamış olursak,ya aslında mutlu değilse ama böyle olmak zorunda olduğu için bir şeyleri içine gömdüyse.

Sonra akıllandım!

   Ne yapsak,ağlaya ağlaya mı alışsa yoksa bunun başka bir yöntemi mi var derken bu gün sevgili Gamze'nin bana okumam için önerdiği şu yazı çıktı karşıma.Yazıda özetle;çocukların ağlamadan okula adapte olabilecekleri,onlara alışması için süre tanımamız gerektiği,bu sürede yanında istediği kadar ebeveyninin kalması gerektiği,ağlamıyor olmalarını her zaman mutlu oldukları anlamına gelmediği bu noktada öğretmenle iyi ilişkiler edinilmiş olması gerektiği vs gibi bir çok önemli anektod var.Yani "Çocuk okula alışana kadar onun yanında olun onu çaresizce bu durumu kabul etmeye itmeyin!" diyordu.

  Hemen yazıyı eşime ve Lina'nın okul müdürüne gönderdim.Okul müdiremiz Gülhan hanım "Tabi ki sizlerin bir süre burada olacağını ona söyleriz kendisini güvende hissetmesi açısından ona hep burada duracağınızı anlatırız o güveni elde edene kadar bu şekilde devam ederiz." dedi.

  O sırada hasta ve gece uyumadığı için evde olan Lina'yı aradım "Anneciğim okula oyun oynamaya gitmek ister misin,anneannen yanında duracak. dedim.O da sen dur yanımda dedi.Bende iş yerinde olduğumu ve gelemeyeceğimi ama anneannesi ile duracağını anlattım."Tamam anne o zaman gidelim okuluma." dedi.

   Sonra kurumu arayıp bir kaç gün Lina'ya serbest zaman tanımaları konusunda ricada bulundum sağolsun kırmadılar."Okula gelince Lina'ya hiç sınıfa çıkalım demeseniz, adapte olması için süre tanısak olur mu ? dedim.Onlarda seve seve kabul ettiler.Bu anlayışlı tavırlarından dolayı kendilerine çok teşekkür ederim.

   Lina saat 17:40 itibari ile hala okulda az önce kendi öğretmeni ile konuştum stajyer öğretmeni ile tüm gün oynamış bir kaç kere sınıfa gelip öğretmenine öpücük göndermiş.Öğretmenim ben yarın istersem sınıfa geleceğim olur mu demiş.

  Öğretmenine bir kaç gün esnek davransak ben adapte olacağını düşünüyorum dediğim de bana "Merve hanım Lina nazik bir çocuk,bunun yanında çokta anlayışlı.Zorlamaya gelmiyor kendi isteği ile olması onun için çok daha iyi,aynı zamanda geliş zamanlaması sebebi ile de adapte sorunu yaşadık bu hafta ve bir daha ki hafta başı her şeyi oluruna bırakalım zamanla alışacaktır.Bende sizin gibi düşünüyorum." demesi içime su serpti.


Ve sonra öğrendim!


  İnsanın insanı anlayan çocuğunun oluruna göre davranan bir kurum bulması önemli,sakın para veriyorsun tabi ki yapacaklar demeyin,bazısı içtenlikle yapar bazısı zoraki ben bu açıdan şanslı olduğumu düşünüyorum.Ve ne kadar kaide kural olursa olsun Lina'yı sanırım benden daha iyi tanıyan bir kişi daha olamaz,bu sebepten bazen güvendiğiniz iki farklı ekolde olsa karşınızda çocuğunuz ne ise ve nasıl ise sizin doğrunuz o oluyor..Yani ağlatarak bırakma kimisinde işe yarıyor çünkü çocuk edepsizliğinden ağlıyor kimisinde de yanında kalmak işe yarıyor,çocuk adapte olunca sana git diyor.

Asla genel geçer kurallara bakıp yok efendim yanında durursam alışmaz,yok efendim ağlarsa bir daha gelmez,yok efendim şöyle olursa böyle olur gibi kalıplara sokmayın kendinizi,çocuğunuzun ederi neyse sizin doğrunuz o olsun.