HT Hayat Hamilelik Gunlugu 35. Hafta

Ahhhh…. Diyorum bir an. Bir sancı vuruyor ve karnım taş gibi oluyor. Kendime telkinde bulunuyorum hemen. “ Dinlen Merve, yoksa erken doğuracaksın!” Hemen bir yere oturuyorum ya da uzanıyorum. Karnım normalden çok daha anormal bir şekilde sertleşiyor. Bebeğim bir yere toplanıyor ve ağrı kadar güçlü bir şekilde içimde kasılıyor.

Bir şeylerin ters gittiğini arkadaşlarıma veya aileme söylesem de tam olarak ne olduğunu anlamadığım için ben de durumumu doğru ifade edemiyorum. İnsanın bir çocuğu olunca dinlenmesi çok zor oluyor. Bu sebepten sizlere tavsiyem ikinci çocuğunuza hamileyseniz ve yardımınız yoksa ya da size destek olan bir yakınınız, hamileliğinizin son ayını tek başına geçirmeyin.

Kanımdaki bu sancı/kasılma artık adı her neyse zamanla çoğalmaya başladı. Artık yavaş yavaş bünye kendini doğuma hazırlıyor diye düşünmeye başladım. Kendimi ne kadar “ Bunlar yalancı kasılmalar.” diye rahatlatsam da kasılmalar sürekli olmaya başlayınca hafta sonuna doğru olan kontrolümü hafta başına aldık. Daha önce geçirdiğim bir dizi ameliyat ve kendi kişisel tercihim ile planlı sezaryen olacaktım.

Doktoruma gitmek için yola çıktığımızda kendimi yine rahatsız hissediyordum. Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçmek de beni yormuştu. Arabada oturdukça karnım iyice sertleşiyordu. Nihayet hastaneye varmıştık ve kendimi bir nebze olsun rahat hissetmeye başlamıştım. Doktorum birkaç şey konuştuktan sonra beni muayeneye aldı. Ultrason ile baktı ve “Fena değil.” dedi. Sonra Merve gel bir de tuşe bakalım.” dedi. Baktı ve “Konuşalım!” dedi.

Lina’ da 36+5 de doğuma girmiştim. Kontrol diye gidip doğuma girmek ve çocuğunu erken doğdu diye yoğun bakıma teslim etmek çok kötü bir duygu. Gökmen hoca “Konuşalım!” dediğinde birden deja vu olmuş gibi irkildim. Yeniden aynı şeyleri yaşamak ve bebeğimi erken doğurmak istemiyordum. Doktorun karşısına oturduk, daha önce yaşadığım kanser nedeni ile doğumda içime tekrar bakılacak ve parça alınacaktı. Doktorum konuşmaya başladı: Biliyorsunuz planlı sezaryen yapacağız. Normalde 24’ünden sonraya gün verecektim ama rahim ağzında çok fazla yumuşama var. Görüşüne göre bu bebek bir sonraki haftayı beklemez bu hafta gelir.” dedi. Eşimle şok olmuş bir şekilde birbirimize bakıyorduk. Ne yani bebek 35 haftalıkken doğacak mıydı?

Doktorum olası bir erken doğum için bebeğin ciğerlerinin gelişimine katkıda bulunacak bir iğne ve rahim kasılmalarımı rahatlatacak bir iğne daha yazdı. Dinlenmek ve sadece hastane çantamı hazırlamak, onun dışından başka hiçbir ev işi yapmamaya söz vererek eve döndük. Çünkü konuşma sırasında “ Eğer 37 hafta civarında olsaydım bebeği hiç düşünmeden alacağını ama şu an küçük olduğu için ne kadar anne karnında kalırsa o kadar iyi olacağını, mümkün olduğunca dinlenmem gerektiğini söylemişti.”  doktorum. Gece veya ertesi gün ağrı olursa takip edecektim. Suyum nişanım gelirse ya da ağrılarım sıklaşırsa hemen hastaneye gelecektim.

“Yine mi erken doğuracağım, yine mi bebeğimi benden alacaklar? “ korkusu ile sinirlerim boşaldı ve ağlamaya başladım. Eşim de çok kötü olmuştu ama her zamanki gibi ben üzüleceğim diye belli etmemeye çalışıyordu. Eve hastane çantası için eksik olan birkaç şeyi de alıp öyle döndük. Biraz dinlendikten sonra çantayı hazırlamaya evi toparlamaya başladık.

Her şeyimiz hazırdı. Yapmak istediğim birkaç şey vardı ama yetiştiremeyeceğim diye düşünüp hiç el atmadım. Geç saatte uyuduk. Eşimde de bende de bir huzursuzluk vardı ama ikimizde dile getirmiyorduk.

Gece yastığa başımı koydum ve miniğim ile konuşmaya başladım: Bebeğim bak ben bu sancıları çekmeye razıyım sen yeter ki zamanında gel. Daha ciğerlerin tam olarak gelişmedi ve seni de ablan gibi yoğun bakıma bırakıp eve gelmek istemiyorum. Ben dinleneceğim sen de vaktinden geleceksin olur mu miniğim.

Ben ne kadar miniğim ile konuşsam da vücudum bir o kadar farklı sinyaller veriyordu. Karnım sertleşti ve ağrılarım arttı. Eşime seslendim. “Selçuk kalk hayatım ben iyi değilim.”
Bir sonraki hafta neler olduğunu yazacağım. Bu haftadan sevgiler. 



hamilelik günlüğü