sosyal sorumluluk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster




"Türkiye'de çocukların %61'i dışarıda 1 saatten fazla oynayamıyor!"
Seyrettiğim an gözlerimden yaşlar indi, incindim. Hepimizin hayat gailesi içinde yaşadığımız, çocuklarımızın iyiliği için yaptığımızı sandığımız görüntülerin bir gerçeklik halinde karşımda oluşu incitti belki de beni. Evet çocuklarım dışarıda oynuyorlar, gönüllerince kirlenmelerine izin veriyorum ama bunu her gün yapamadıkları oluyordu. Yazın belki her gün dışarı çıkıyorduk ama kışın soğuk diye evde kalmayı tercih ettiğimiz günler oluyordu. Onlar belki şanslı kesimdelerdi , ebeveyn olarak biz kirlenmek pahasına bile olsa elimizden geldiği kadar oyun oynamalarına izin veriyorduk ama %61 denildiğinde bu 10 çocuktan 6'sı demekti.

OMO GLOBAL ÇOCUK VE OYUN ARAŞTIRMASI, bağımsız bir araştırma şirketi olan Edelman Berland tarafından yapıldı. Şubat ve Mart 2016 tarihlerinde gerçekleştirilen araştırmanın Türkiye sonuçları ise hayli çarpıcı.

Türkiye'deki ebeveynlerin ;

  •        %95’i oyun oynamanın çocuğa okulda kazanamayacağı bazı yetkinlikleri kazandırdığına inanıyor. (Global skor: %98)
  •     %93'ü oyun oynamanın ileride çocuklarının çok yönlü yetişkinler olmalarını sağladığı fikrine katılıyor. (Global skor: %96)
  •       %94'ü oyun oynama fırsatına sahip olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına inanıyor. (Global skor: %93)
buna rağmen çocukların oynama oranları yukarıdaki bilgileri desteklemiyor. Çünkü;

  •          Her on çocuktan altısı (%61) ortalama bir günde 1 saat ya da daha az süre dışarıda oyun oynayabiliyor.
  •     Her dört çocuktan biri (%24) ortalama bir günde 30 dakika ya da daha az süre dışarıda oyun oynayabiliyor.
  •     Yaklaşık her yedi çocuktan biri (%14) ortalama bir günde dışarıda hiç oyun oynayamıyor.

Peki neden ebeveynler oyun oynamanın çocuklar üzerindeki olumlu etkilerini bilmelerine rağmen onların oyun oynamasına fırsat tanımıyorlar?

  •    Ebeveynlerin %78'i yeterli kalitede öğrenme ve gelişim sağlamaları için çocuklarının zamanını dengelemede bazen zorluk yaşadığını belirtiyor. (Global skor: %80)
  •    Ebeveynlerin % 81’i çocukların farklı yaş ve gelişim dönemlerinde ihtiyaç duydukları faaliyetler hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarını söylüyor.


Çocukların gelişiminde oyunun önemini kabul etmek ama onlara yeteri kadar imkan sağlamamak ya da imkan sağlamak istendiği zaman ise yeterli ehliyete sahip olamamak ise şu sonucu doğuruyor:

  •            Çocukların %13'ü serbest zamanlarında açık havada oynamak için harcadıkları sürenin %50 fazlasını   içeride geçiriyor.
  •          Çocukların %21'i  serbest zamanlarda açık havada oynamak için harcadıkları sürenin %50 fazlasını    ekran başında oyun oynamak için harcıyor.
  •      Ebeveynlerin %90'ı çocuklarının gerçek hayatta spor yapmak  yerine sanal ortamda spor oyunları oynamayı tercih ettiğini belirtiyor. (Global skor: %81)





Gerek elimizde olmayan sebeplerden gerekse kendi kaygılarımız sebebi ile çocuklarımıza bir mahkumdan çok daha az saatte dışarıda oynama imkanı sağlıyoruz. Evet, gerçekten de öyle bunu ben değil araştırmalar söylüyor.

İstatistikler bize bunları söylerken işin uzmanları ise şu yorumlarda bulunuyor ;

Dünyada eğitim, yaratıcılık ve insan gelişiminin önde gelen uzmanlarından ve Kirlenmek Güzeldir Global Çocuk Gelişim Danışma Kurulu Başkanı Sir Ken Robinson araştırmanın global sonuçlarıyla ilgili şunları ifade ediyor:
“Akademik araştırmalar aktif bir şekilde oyun oynamanın çocuklar için doğal ve öncelikli bir öğrenme yolu olduğunu gösteriyor. Bu oyun türü, özellikle hızlı beyin gelişiminin yaşandığı dönemdeki çocukların sağlıklı büyümeleri ve ilerleme kaydetmeleri için çok önemli. Ancak oyun önemsiz olduğu gerekçesiyle çoğunlukla göz ardı ediliyor. Bunun sonucu olarak çocukların hayatlarındaki aktif oyun süresinin azalmasıyla ilgili artan ve alarm verici bir eğilim söz konusu."




         Oynamak, çocukların öğrenmelerine, tecrübe etmelerine, odaklanmalarına, konsantrasyonlarına, kendilerine daha dönük olmalarına ve sosyal güvenlerini geliştirmelerine yardımcı olur.   
      Oyun aynı zamanda çocukların paylaşım, kurallara uyma, sıra bekleme, diğerlerinin seçimlerine saygı duyma, kaybetmeyi kabullenme, sabretme, hoşgörülü olma, açık fikirli olma ve empati kurma gibi önemli yetkinlikleri kazanmalarına yardım eder.
"Çocuklarınızın serbest türde, daha az kurgulanmış oyunları dışarıda güvenle ve özgürce oynamalarına izin verin; onların girişken tavırlarına, hayal kurma ve yaratım becerilerine şaşıracaksınız. Onları şimdiden geliştirmek ve gelecekte başarılı, çok yönlü ve mutlu birer erişkin olmalarına yardımcı olmak için çocuklarımızın hayatında aktif oyuna yer vermeliyiz.”

  Prof. Dr. Yankı Yazgan araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu oyun oynama alışkanlıklarındaki dengesizlikte etkin olan üç temel engele dikkat çekiyor: Ebeveynlerin aşırı kontrolcü yaklaşımı, çocukların ekranlara olan aşırı ilgisi ve çocukların gündelik programlarının giderek yoğunlaşması.

 Çocukların gelişim dönemlerinde ihtiyaç duydukları oyun ve faaliyetler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan ebeveynler, bilgi eksiklikleri nedeniyle risk almamak için kontrolcü davranıp ev ortamını çocuklar için daha güvenli bulabiliyor.

 Dijital dünyaya doğan bir nesil yetiştirdiğimiz gerçeğini kabullenmeliyiz, çocukların dijital teknolojiyle iç içe büyümesine karşı çıkmak hayatın akışına aykırı. Burada dikkat edilmesi gereken teknolojiyi ve ekranları çocuk bakıcısı olarak ya da ilişkiyi, sahici deneyimi engelleyici biçimde kullanmamak. Çocukların hayatında akademik ya da spor faaliyetleri gibi tanımlı çerçeveleri olan aktiviteler ile serbest oldukları aktiviteler arasında bir denge olması gerekiyor. Çünkü çocuklar serbestçe deneyimleyebildikleri, kurallarla sınırlandırılmadıkları, keşfetmenin kendilerine kaldığı aktivitelerle öz yönetimlerini geliştirebiliyorlar. Problem çözme, karar verme, planlama, düşünce ve duygularını fark etme ve duruma uygun biçimde kontrol etme yetenekleri serbest olduklarında daha etkili bir gelişim gösteriyorlar.




İstatistikler ve uzman görüşleri bu şekilde. Biz ebeveyn olarak emanetimiz olan çocuklarımıza özgür alan sağlamak ve onların kirlenmesini pislenmesini umursamadan deneyimleyerek öğrenmelerine fırsat tanımalıyız. Zaman zaman etrafın kirlenmesini umursamadan parmak boyası yapmasına, zaman zaman çamurlarla topraklarla oynamasına, zaman zaman  bizimle mutfağa girmelerine izin vermeli kendi kaygılarımız ile onları kısıtlamamalıyız. Seyredilen videodan da hareketle çocuklarımızda yarattığımız bu evlere hapsedilme algısını değiştirecek olan bizleriz. Bırakın dışarı çıksın, özgürce oynasın.

OMO çocuk gelişimi üzerine kurduğu “Kirlenmek Güzeldir” felsefesiyle 2004 yılından bu yana çocuk gelişimine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Kirlenmek Güzeldir kampanyası, 78 ülkede tüketicilerle buluşuyor. Markanın çamaşır kategorisinde benzersiz bir felsefesi var: Biz kirlenmenin güzel olduğuna; çocukların dışarı çıkarak ve kirlenerek bol miktarda keşfe ve uygulamaya dayalı oyun oynamaları gerektiğine, çünkü bunun öğrenmeleri ve sağlıklı gelişimleri için önemli olduğuna inanıyoruz." diyorlar. Bu sebepten geçtiğimiz günlerde bumerang'ın daveti ile bizleri Casa Lavanda Butik Otel'de ağırladılar. Tıpkı yıllardır savundukları felsefelerinde olduğu gibi çocuklarımız gönüllerince oynadılar, kirlendiler ve keyifli dakikalar geçirdiler. Etkinlikler bununla sınırlı kalmayacak. Omo, yaptığı araştırmada Türkiye’deki ebeveynlerin % 81’inin çocukların farklı yaş ve gelişim dönemlerinde ihtiyaç duydukları faaliyetler hakkında daha fazla bilgi almak istediği bilgisine ulaşınca onlara çocuklarıyla birlikte oynayabilecekleri faklı oyunlara ilişkin fikirler sunmaya karar verdi.



23 Nisan’da çocukların daha fazla açık havada oynamasına ilham vermek amacıyla çeşitli okullara, yerel yönetim etkinliklerine ve Sivil Toplum Kuruluşları  iş birliği yaparak ihtiyacı olanlara toplam 40.000 top hediye etti. 28 Mayıs "Dünya Oyun Günü" için de  7’den 70’e herkesi oyuna davet edecek renkli aktiviteler planlıyorlar. Ek olarak dünyada giderek yaygınlaşan çocuklar için yerinde ve deneyimleyerek öğrenme uygulamalarını destekleyen tarzda bir eğitim projesini, yurt dışında farklı ülkelerde yaptıkları gibi Türkiye’de de hayata geçirmek için planlama çalışmaları yürütüyorlar.”
 Bunun yanında 



Sizlerde bu etkinliklerden haberdar olmak ve çocuklarınızla deneyimsel öğrenmenin keyfine varmak istiyorsanız OMO'nun başlattığı Kirlenmek Güzeldir projesine ait sosyal medya hesaplarını takip etmeyi unutmayın.


/kirlenmekguzeldir             /omoturkiye                 /kirlenmekguzeldir
Aynı zamanda sosyal medyada #kirlenmekgüzeldir #dışarıdaoyunvar etiketi ile etkinlikleri görebilirsiniz.





Kanserli Çocuklara Umut Vakfından bahsetmek istiyorum sizlere, misyonu oldukça önemli ve tamamen çocukların bu hastalığı en az şekilde etkilenerek geçirmesine yardımcı olan bir vakıf.

Amaçları ailelerin maddi sıkıntıları sebebi ile tedaviyi yarım bırakmasını engellemek,çocuklara tedavi sürekliliği sağlamak adına mekan desteğinde bulunmak.Bunun yanında zorlu geçen bu süreçte çocuklara psikolojik destek de sağlıyorlar.Çocukların üretmesine katkıda bulunarak onlara tedavi sürecinden başka bir hayatları olduğunu öğretiyorlar.

KAÇUV bu anlamda yeni bir projeye imza atıyor.İstanbul Kalkınma ajansı ve T.C. Kalkınma Bakanlığı' nın mali desteği ile çocuklar için harika bir proje üretmişler.İsmi "Oyun Benim İlacım".Ne anlamlı değil mi? Gerçekten de bu hastalığı yaşayan çocukların en öncelikli ihtiyacı oyun,onlar oyunla büyüyüp,oyunla moral buluyorlar.

Bu projenin ilk toplantısı 25.Mart.2014 Salı günü Saat 14:00'de

Toplantı Yeri: KAÇUV Aile Evi – Aksaray Mahallesi Hobyar Mektebi Sokak No: 9

Kocamustafapaşa Fatih / İstanbul



       Geçen gittiğimiz blogger anne blogger baba toplantısında  "Tutumlu Anne"  konuktu.Bizlere tutumluanne.com dan bahsetti ama şu var ki esas olan Tutumlu Anne'nin KAÇUV (Kanserli Çocuklara Umut Vakfı) ile iş birliği içinde çalışıyor olması.Tutumlu annenin amacı ikinci el eşya satışını daha sağlıklı bir şekilde yapmak ve gelirin isterseniz tamamını ya da %1 ini KAÇUV'a bağışlama olanağı sağlamak.



   Tutumlu Anne nedir derseniz,nasıl satış yaparım derseniz detaylar için TIK TIK .




    Beni en çok etkileyen konu KAÇUV'dan gelen yetkilinin çektikleri sıkıntıları anlatmasıydı.Ben kendim de kanser denen illete yakalanmadan önce insanların ne kadar zor şartlar altında muayene olduklarını bilmezdim.Ya da şehir dışından gelen bir çok ailenin kalacak yer sıkıntısı yüzünden otoparkta ya da otogarda yattığını duymadan önce bunların gerçek olduğuna inanmak istemezdim. KAÇUV tedavi gören kişilere ev ortamı sağlayarak konaklamalarına yardım ediyor.

   Maalesef kanser hem maddi hem de manevi anlamda meşakkatli bir hastalık,yakalanan kişinin yanı sıra ailesininde her anlamda rahat olması tedavi sürecini ciddi derecede etkiliyor.Bu sebepten olan el olmayana destek olmalı.



İşte KAÇUV tam da bu amaçla kurulmuş amaçlarına gelince kendileri şöyle anlatıyorlar;

Kanserli Çocuklara Umut Vakfı (KAÇUV) "Nerede yaşam varsa, orada umut vardır" felsefesi ile, ebeveynlerinin maddi sorunları nedeniyle kanser tedavileri aksama riski taşıyan 0-17 yaş arasındaki çocukların tedavilerinin sürekliliğini sağlamak amacıyla 2000 yılında İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji Servisi'nde çocukları tedavi görmekte olan aileler ve hekimlerinin bir araya gelmesiyle kurulmuştur. 


Kanser sözcüğü telaffuz edildiğinde herkesi bir umutsuzluk sarar. Oysa çocukluk çağı kanserlerinin % 80'i günümüzde tedavi edilebilmektedir. 


Mümkün olduğunca fazla sayıda hasta çocuğa ulaşarak onların iyileşmelerini sağlamak, sağlıklı yetişkin bireyler olarak topluma kazandırmak KAÇUV'un en büyük amacıdır. 
Ayrıca kanserle mücadelede önemli bir gereksinim olan psikolojik destek ve çocuk psikolojisine uygun tedavi ortamının yaratılması vakfımızın öncelikli amaçları arasında yer alır. 

Kimler gönüllü olabilir?

  1. 18 yaşını dolduran*,
  1. Çocukluk çağı kanseri tedavisi gören çocuklarla ya da bu konuyla ilgili faaliyetlerde çalışmaya istekli,
  1. Düzenli olarak Vakfın çalışmalarına katılabilecek,
  1. Vakfın çalışmalarını ve misyonunu kabul eden,
 
 Acil ihtiyaç listesi !


Komidin 14 adet 
Katlanabilir yatak ancak odalar küçük olduğu için bu yatakların katlanınca küçülebilir olması önemli. 
Dezenfektan sıvı makinası 5 adet
PS3 Oyunları, dvd film ve müzik cd'leri olabilir.


Bireysel bağış yapmak için


Denizbank - Zincirlikuyu Şubesi
Hesap No: 439719
IBAN: TR08 0013 4000 0004 3971 9000 04 
Vakıfbank - Mecidiyeköy Şubesi
Hesap No: 00158-00728- 798-2053
IBAN: TR69 0001 5001 5800 7287 9820 53 
Finansbank - Kadıköy Rıhtım Şubesi
Hesap No: 31029845
IBAN: TR05 0011 1000 0000 0031 0298 45

EURO BANKA HESAPLARI:DENİZBANK
Swift Kodu: DENITRIS
Euro Hesabı
IBAN: TR62 0013 4000 0004 3971 9000 02
VAKIFBANK
Swift Kodu: TVBATR2A
Euro Hesabı
IBAN: TR75 0001 5001 5804 8012 1220 57
USD Hesabı
IBAN:TR31 0001 5001 5804 8000 5780 06
KUVEYTTÜRK
Swift Kodu: KTEFTRIS
Euro Hesabı
IBAN: TR50 0020 5000 0085 6886 8001 02
USD Hesabı
IBAN: TR77 0020 5000 0085 6886 8001 01

MARI themes

Blogger tarafından desteklenmektedir.