“Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece gündüzün peşpeşe gelişinde, akıl sahipleri için ayetler (deliller, ibretler) vardır. Onlar, ayakta iken, otururken ve yanlarına uzandıklarında Allah’ı anarlar ve göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler. ‘Ya Rabbena, Sen bunları boşuna yaratmadın, Seni tenzih ederiz. Bizi cehennem azabından koru’ (derler). (Âl-i İmran Sûresi, 190-191)




     Şu resme bakıpta seni nasıl geçirmeyeyim içimden,nasıl dalıp gitmeyeyim ne kadar büyük ve yüce olduğunun düşüncelerine.Nasıl ruhum erişmesin farklı bir aleme..Eyy Rab,nede güzel yaratmışsın.Kudretin titretti içimi,nasılda renklerin var nasıl katarsın en yakışanı yanına...






   İnşallah ruhum bu güzelliğin olduğu gibi saf ve temiz gelsin yanına .Bir beyaz bu kadar güzel mi mana bulur büyüklüğünle.Baktım,baktım ve aşkına daldım.


       Seni düşünmek susuz yüreğime bir serinlik,bir ferah,tıpkı suya kanan bu çiçek gibi kandım bende.Kandım ama yine yeniden daldım aşkına..



     Ey kurban olduğum en çokta bunda dalar düşüncelerim,erişemem,aklıma sığmaz büyüklüğün "Ol,dedin ya oldu yavrum" İşte ben en çok onda dalarım senin varlığına,ona baktıkça şükürler karışır birbirine....Nede sevgili kulunmuşum,böyle bir emanet verdin bana...










Bu nasıl güzel bir renktir.Belkide bir renkte bile seni görmektir AŞK.





   
Sonra karışır düşünceler herşeyde bulurum seni evlatta,ağaçta,güneşte,denizde yarattığın herşeyde....Bir huşu bir titreme kaplar bedenimi...Rabbim ne güzel yarattın bizleri..






   
Bakıyorum ufka ve dalıyorum yine o derin ve güzel AŞKINA.....





           Geçen hafta babaannen ve deden "Artık çocuk burnumuzda tütüyor ne olur gelin" dedi e malum bizde özledik,kalktık gittik.

Biz Linoşla cumadan geçtik babamız hafta sonu yanımıza geldi.Aslında daha önceki hafta gidecektik ama kızımın kuzeni Suennur ablasının okul gösterisi vardı.Ona da denk getirmek amacı ile geçen haftaya bıraktık.



Beyaz Kelebekler kendi kategorilerinde 1.oldular KUTLUYORUM...Lina 3 saat süren gösteri boyunca uyudu,uyandı,şaşırdı,seyretti oynadı :))




Artık bavul hazırlarken benden çok
Sevde Lina hanımın eşyaları oluyor.
Onuda alayım bunu da alayım huyumdan artık vazgeçtim dostlar,zira alsamda bana yer kalmadığı için zorunlu olarak vazgeçmek zorunda kalıyorum.





 

Miniğim giderken beni hiç zorlamadın eline çubuk kraker verdim sen yedin ben seyrettim birde yan masada ki tatlı iki dede seni sevdi,oyaladı derken 1saat 15 dakika geçti gitti bile.




He birde Hello Kitty'nin hakkını yememek lazım iyiki almışım.Seni bayağı oyalıyor.




Odamızın dağınıklığına bakmayın bu Bal Yanak'tan fırsat bulup da toplayamıyorum ki.





Lina beni tesbih çekerken gördüğü için
alışkın kendide Allah Allah çekmeye çalışıyor.



                                                                               


                                                                               

Şifonyerin tepesine çıkan miniğim ne yapsın Yalova'da ki odasını sık sık görmediği için ne yapacağını şaşırıyor.

     



Buda kayınvaldeciğimin yaptığı mis gibi mantı elleri dert görmesin.



Miniğim dönüş yolculuğumuzda seni Hello Kitty bile sakinleştiremedi resmen azdın,masa tepelerinde döndün durdun hatta masadan koltuğa bile düştün.


Bu arada herkesin kucağına giden benim Sevde ismi ile müsemma sevecen kızım babaannesinin kucağına 1 hafta boyunca hiç gitmedi,sadece ben ona biberon almaya giderken fırtına var diye evde bırakmıştım o sırada çok ağlamış ve babaannesinin kucağında sızmış.Kadıncağız bir o sırada öpebilmiş.Üzüldüm vallahi.


Bizim Yalova maceramız bu kadardı.Yine yeniden gitmek dileğiyle.


Miniğim bu aralar yeni huylar çıkardın,anneciğin sana yapma dediği şeyleri onun yumuşak yüzlülüğünden de cesaret alarak sırıta sırıta yapıyorsun hatta o kadar tatlı bakıyorsun ki annecik sana tekrar yapma bile diyemiyor.
İç ses:Bundan ileride pişman olacağım ama neyse.

Sana yapma diye ısrar etmememin bir sebebi de sanırım bu yaptığın muzurlukları kendimde dahil birçok çocuğun yapmış olması.

Bir düşünsenize:


Hangimiz çıkmadık sehpanın üstüne,hangimiz dikkat et 
denilse de kafamızı çarpmadık sehpaya ?




Hangimiz kuytu köşelere saklanıp oyun oynamadık,sonrada çiçekleri devirmedik? ( o resim yok maalesef ama az sonrasında o olay gerçekleşti.)



"Kızım bari otur" dense de hangimiz 
ayağa kalkmadık en tehlikeli yerlerde ?



Sandalye atlarından eline almaması gereken bir aletle hangimiz kaçmadık.
Oraya girince ben sığışıp yanına gelemem sanıyor :)



Hangimiz tırmanmaya çalışmadık merdivenleri 
annemizin sırtını döndüğü ilk anda ?



    Seni her halinde seviyorum miniğim bu muzur hallerinle de ama bir de ufak kazalar  gelmese başına.Ödüm kopuyor rabbimin sağlıklı verdiği emanetine ben dikkatsizlikle 
bir şey yapacağım diye.

ALLAHIM SEN TÜM YAVRULARIMIZI KAZADAN BELADAN ESİRGE.

Insanlara kendimi zorla sevdiremeyecegimi ögrendim. Yapabilecegin tek sey
sevilebilecek biri olmak.
Gerisi onlara kalmis...
Insanlari ne kadar düsünürsen düsün,
Onlarin seni o kadar düsünmediklerini ögrendim.
Güven elde edebilmek için yillarin gerektigini,
Ama yok etmek için saniyelerin bile yettigini ögrendim.

Önemli olanin hayatindaki esyalarin degil,
Hayattaki kisilerin oldugunu ögrendim.
Insanin ancak 15 dakika çekici olabildigini,
Ondan sonra alisildigini ögrendim.
Kendimi karsilastirmak için baskalarinin en iyi yaptiklarini degil, Kendi
en iyi yaptiklarimi kistas almam gerektigini ögrendim.
Insanlar için olaylarin degil, onlarin daha önemli olduklarini ögrendim.

Her ne kadar ince kesersen kes,
Kestiginin her zaman iki yüzü olacagini ögrendim.
Sevdigin kisilere sevgi dolu sözler söylemen gerektigini,
Belki bunun onu son defa görüsün olabilecegini ögrendim.
Her ne kadar onu çok düsünsen de,
Yine de gidebilecegini ögrendim
Kahramanlarin, yapilmasi gerekenleri ne pahasina olursa olsun,
Yapanlar oldugunu ögrendim.

Insanlarin seni hep hesapsiz sevdigini, Ama bunu nasil göstereceklerini
bilemediklerini ögrendim.
Sinirlendigimde gerçekten buna degse bile asla acimasiz olmamam
gerektigini ögrendim.
Gerçek dostlugun ve gerçek askin aramizda uzak mesafeler olsa bile
büyüdügünü ögrendim.
Birisinin seni istedigin gibi sevmemesi,
Onun seni tüm benligiyle sevmedigi anlamina gelmedigini ögrendim.
Bir arkadasin ne kadar iyi olursa olsun seni üzecegini
Ve senin yine de onu affetmen gerektigini ögrendim.

Bazen baskalari tarafindan affedilmenin yetmedigini ögrendim.
Kendini de affetmeyi ögrenmelisin.
Kalbin ne kadar kirilmis olursa olsun,
Dünyanin senin acilarindan dolayi durmayacagini ögrendim.
Geçmisimiz ve durumumuzun oldugumuz kisiligi etkiledigini,
Ama olmamiz gerekene karsi sorumlu oldugumuzu ögrendim.

Iki kisinin tartismasinin, birbirlerini sevmedikleri anlamina gelmedigini
ögrendim.
Ve tartismadiklari zaman da sevdikleri anlamina gelmedigini.
Bazen kisiligini eylemlerinin önüne koyman gerektigini ögrendim.
Iki kisinin tamamen ayni olan bir seye baktiklarinda bile
Farkli seyler görebildiklerini ögrendim
Hayatlarinda her zaman dürüst bir sekilde daha ileriye gitmek isteyen
kisilerin,
Sonuçlari önemsemediklerini ögrendim.
Seni dogru dürüst tanimayan kisilerin,
Hayatini birkaç saat içinde degistirebileceklerini ögrendim.

Verebilecegin bir sey kalmadiginda bile bir arkadasin agladiginda, Ona
yardim edebilecek gücü bulabilecegini ögrendim.
Yazmanin, konusmak kadar duygusal gayret gerektirdigini ögrendim.
En fazla önemsedigim kisilerin, benden hep uzaklastirildiklarini ögrendim.
Insanlari üzmeden ve duyarli olarak kendi fikirlerini söylemenin
Çok zor oldugunu ögrendim.

Sevmeyi,
Ve sevilmeyi ögrendim...
Ögrendim

CAN YÜCEL

1-Bloğunda ödül aldığın kişiye teşekkür et onu link ile göster.



Teşekkür ederim Dilekciğim....Dilek'in güzel bloğunu görmek isterseniz resme tık tık.

2-Burçlara inanıyor musunuz ?Burcunuz nedir?

Burçlara inanırım,inanmamak ne haddime tipik bir kova burcu olarak tüm özelliklerini fazlasıyla taşıyorum



3-Hayattaki idealiniz,ulaşmak istediğiniz son nokta nedir?


    Yaşadığım sağlık sıkıntıları sebebi ile uzun vadeli planlar yapmamayı öğrendim ben,her gece yastığa başımı koyduğumda duamı ederim ve o an benim için ulaşmak istediğim son nokta sabaha çıkmaktır.

    Eğer illa ki uzun vadede düşünecek olursak:"Rabbine hayırlı kul,Peygamberine hayırlı ümmet,atasının kemiklerini sızlatmayan bir kişilik olmak ve öldüğüm zaman "sevgiyle anılmak " benim hayatta ulaşmak istediğim  son nokta.

4-Aşka inanır mısınız? Sizce aşk nedir?

Aşk olmadan olmaz diyenlerdenim ben..Hangi aşkı tanımlasam bilemedim:

  *Hakka olan aşk:En kutsalı en tarifsizi,bir sıyrılma başka boyuta geçme anı,bir cezbe.....
  *Resüllulaha olan aşk:Rab'dan gelen bir kula bakarak Rabbi görme aşkı.
  *Aileye olan aşk:Sonsuz destek ve güvenleri yeterde artar bile.
  *Sevgiliye olan aşk:Ne kadar zamanla bitiyor deseler de bence hiç bitmeyen,her döneme göre  
    başkalaşabilen,güzelleşen bir duygu,bir ihtiyaç,bir dayanak.
   *Evlada olan aşk:Onu uyurken bile özleyecek kadar kuvvetli,canını verecek kadar karşılıksız
     ve her seferinde yeniden hiç ayırmadan tekrar ve tekrar yürek dolduran bir hal.

Eşe,dosta,ağaca,çiçeğe,böceğe,eve,yaşadığın şehre.....

Ne bileyim aşksız olmaz ya "insan aşık olmadan insan olabilir mi ki?"

5-Hayalleriniz nelerdir? Hayal kurmak nasıl bir duygudur?

Benim en büyük hayalim çocukluğumdan beri görünmez olmak :)  Acaba bir gün gerçekleşir mi?  :)


6-Sizce gerçek arkadaşın özellikleri ne olmalı?


   Gerçek arkadaş, beni her halimle sevebilmeli,kızdığımda da sevindiğimde de;güzel anları paylaştığımız gibi zor anlarda onun omzunda ıslanmalı,bir telefonla koşabilmeli,eğrimi doğrumu yüzüme söyleyebilmeli.Gerçek arkadaş;can,kan,bir kardeş gibi olabilmeli.

7-Hobileriniz var mıdır?Varsa nelerdir?


  Bu aralar en büyük hobim Kızım.Onunla vakit geçirmek bana bir çok kitap ve dergi okumak gibi,onun gelişimi vizyondaki son film,konuşma denemeleri en nameli müzik cd'si vs vs vs....................

8-Benim hakkımdaki düşüncelerini yazar mısın?


     Dürüst olmam gerekirse bloğunuzu yeni yeni keşfediyorum,yalın diliniz ve eğlenceli kişiliğinizi çok beğeniyorum,ayrıca blog görselleri harika ne bileyim bir çok resim var ama kafam karışmıyor seviyorum bloğunuzun bende bıraktığı tadı.

Kocaman sarılıyor veeee bende


http://benimincim.blogspot.com

http://bal-kavanozum.blogspot.com

http://guzeldurugunler.blogspot.com/

http://durucayasamak.blogspot.com/

http://degmesinyagliboya.blogspot.com/

http://esraveannesi.blogspot.com

http://zeymurancafe.blogspot.com/

http://fincanteyze.blogspot.com

http://kayracem.blogspot.com

http://alminabeyaz.blogspot.com/

http://birazelifbirazada.blogspot.com

http://mutluannedilek.blogspot.com

http://annesindenkizina.blogspot.com

http://guzelliklerdunyasi.blogspot.com

http://allah-ne-verdiyse.blogspot.com

http://yaruzee.blogspot.com/

http://klbkmisali.blogspot.com

http://abideberkman.blogspot.com

http://bir-kase-lezzet.blogspot.com/

http://sibelolcer.blogspot.com/

sizleri mimliyor.Herkese mimlediğimi ayrı ayrı yorumla bildirdim barim mim'e cevap yazan olursa haberim olsun gözden kaçabiliyor bazen

Cevaplamaya değer görecek olan herkese SEVGİLER.







       Miniğim kakasını ısrarlar yapmayınca geç saatte yapar da sonuç yarına kalır korkusu ile biraz yağ müdahalesinde bulundum Allah'tan ishalimiz durmuş dostlar doktorumuz ishal devam etmezse korkulacak bir şey yok demişti aradım tahlile gerek yok demek virütik bir şey bir ilaç yazayım günde 3 kere onu içsin dedi.Nasıl rahatladım bir bilseniz.Rabbime şükürler olsun inşallah ishalimiz daha devam etmez.

     Bu arada boyumuz 80,5 cm kilomuz içler acısı 9770 gram ilk defa 11 kiloya yaklaşmıştık ama alerji için uyguladığımız gıda rejimi ve ishal bizi başa sardı olsun miniğim iyi olsun da gerisi boş doktorumuz boyu konusunda müdahaleye gerek yok (kalsiyum desteğine)dedi.

    Alerjimiz konusuna da ilerlemelerimiz var doktor bey kullandığımız kortizonlu damlayı kesti sadece şurubumuzu kullanacağız veeeee esas bomba artık PEYNİR deneyeceğiz.Alerji konusunda hiç bu kadar çabuk iyileşme beklemiyordum dedi doktorumuz.Ama hak ettik peynir ödülünü,kaç aydır dikkat ediyoruz,Lina tıkanmasın diye evde parfüm bile sıkılmıyor .

Hadi bakalım gazamız mübarek olsun..


     Bu da bizim doktor amcamızın muayenehanesindeki bekleyişimiz annem beni yataktan kapıp götürdüğü için üzerimde cicilerim yok kusura bakmayın teyzelerim.



   Miniğimde 10 gündür şiddetli iştahsızlık vardı bende gelmekte nazlanan köpek dişlerinden sandım ama son 2 günde hafif ishal ile birlikte birden kilo verdi bizde hemen kalktık gittik doktora.

    Doktorumuzdan iyi haberler vardı Lina'nın alerjisi beklenenden daha iyileşleme kaydetmişti ama doktorumuz boğazına kulağına ve genel durumuna bakınca influenza a-b den şüpheleniyorum dedi yani domuz gribinden..

Kaka yapmasını bekliyorum kaka yapınca gaita tahlili ve bu influenza tahlili için laboratuvara koşacağım.

Aslında keyfi yerinde ateşi de yok sadece çok iştahsız ve bir tek  meme emmek istiyor..

Ne olur dua edin DOSTLAR kızım domuz gribi falan olmasın.ÇOK KORKUYORUM ELİM AYAĞIM TİTRİYOR.

Ön İzlemeden bir baktım 499 yorum yayınlanmış 
Ben yazılarıma yorum gelince çok mutlu oluyorum.
Tek tek cevap veriyorum her seferinde 
Bakalım 500. yorum kimden gelecek 


Değerli zamanınızı ayırıp BAL YANAĞA yorum yazan elleriniz DERT GÖRMESİN
BOL BOL PARA TUTSUN İNŞALLAHHHHHH

   


Kızım,eserinle iftihar et vallahi billahi ben 50 kilo iken kendimi kilolu sanıyordum amma velakin şimdi 60 kiloyum ve MUTSUZUM.

   Önceleri aldığım bir çok hormon sayesinde oldum mu sana 56 kilo,o kilo ile de hamile kaldım (elhamdülillah.... O zaman sorsalar "156 kilo olsam,aman hamile kalayım da ne olursa olsun derdim" o ayrı konu) sonrasında gebelik şekeri çıkınca 7 aylığa kadar 4 kilo alan ben 36+5 te kontrole gittiğim sırada doğuma girdiğimde toplamda 6 kilo almıştım.

      Bu 6 kiloyu da hiç spor yapmadan aldım yani o düdüklü tencere gibi (Ebru Şallı )  hava kaçıra kaçıra spor yapmadan da az kilo alınabiliyormuş,bununla birliktede Çağla Şikel ve Ebru Şallı'nın da rekorunu kırmış oldum.Sen sonrasından haber ver dediğinizi duyar gibiyim ama demeyin dostlar vaziyet vahim.

   Sonra diyet yaptığım o hamilelik döneminin acısını çıkarmak için o çok bilmiş olan ve hiç dinlemediğim yaşlı teyzelerin "ye kızım ye,sütün artsın" lafları bir hoşuma gider olmuştu.E bende yedikçe yedim yedikçe yedim oldum sana 68 kilo...

    Ahhhh Merve ahhhhh...Üniversitedeyken ben,kendimi hiç kilo almayacak sanırım hatta ev arkadaşlarım "Bu kadar çok yiyorken nasıl kilo almıyorsun?..." derlerdi.26 benden kot giyerdim de hafif bol gelirdi.

    Ya şimdi dolapta bir ton eşya var ama ben hiç birinin içine sığmadığım için hep aynı siyah kotu giyip duruyorum.

Bu vesile ile gittim 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde kendime spor merkezine üyelik hediye ettim ve spora başladım.Ama gelin görün ki bu iş sadece tepinmekle olmuyor çenenide tutman gerekiyor.





Bende bundan yola çıkarak kaç gündür diyet listeme uyuyor,yediklerime dikkat ediyor ve şekeri sadece meyveden almaya çalışıyordum ama yeter yahuuu yeter..Canım nasıl çikolata istedi burnumda tüttü resmen hemen bizim ıvır zıvır dolabı imdadıma yetişti ne varsa koydum önüme.











Önce bir çokonat yedim afiyetle sonra da içim bayıldı bir paket cipsi yedim...Ohhhh sefam olsun vallahi ne güzel şeymiş kaçamak yapmak.










Şimdi damarlarımda serotoninler geziyor.Mutluluğuma diyecek yok.

DENEYİN ANACIĞIM VALLAHİ SÜPER OLDU.


9  Nisan 2009  
Hastanedeyiz içimde 8,5 cm'lik bir kitle ile ameliyata girdim.
Annemin şekeri 300 olmuş acilde.
Tüm arkadaşlarım,dostlarım benim çıkmamı bekliyorlar.
Zaman uzuyor ameliyat bitmek bilmiyorum.
Eşimin ağlamaktan göz pınarları kurumuş.

Uzun bir bekleyiş ve kötü haber.....

"Bey efendi eşinizin sol tarafındaki kitlenin bir tümör olduğunu tespit ettik,tümörün cinsi için genel patolojiyi bekleyeceğiz ama yumurtalık dokusu tümörlü olduğu için sol yumurtalığı ve apandisti aldık ameliyat devam ediyor bilgi için çıktık"..

Ve ağlamayla üzüntüyle devam eden dakikalar.

Tam 3 yıl oldu dostlar, ben YARIM KALALI ,tam 3 koca yıl oldu KANSER olduğumu öğreneli.

Ve sevinmeli miyim bilmiyorum ama ben az önce bilgisayarda bir şeye bakarken fark ettim bugünün 9 Nisan olduğunu......

Zaman zaman her şeyin ilacısın ZAMAN....

Unuttuğuma sevindiğim bir anı olarak kalırsın inşallah.

HERKESE SAĞLIKLI GÜNLER.

        Blogger annelerin yaptığı güzel çekilişte ben çok değerli Bağnu ile (Kardeşler Nikah Şekeri) eşleştim.Kendisi sağolsun bana harika hediyeler yaptı hediyelerimi beğenmenin yanı sıra el emeği olmaları ayrı bir hoşluktu.Yapmadan önce fikrimi alma nezaketinde bulundu,kargolanmasından elime geçme aşamasına kadar her aşamada bana bilgi verdi yani bu özel ilgisi ne kadar ilgili ve nazik bir insan olduğunun da göstergesi..Umarım oda benim hediyelerimi beğenir.


Not:Kardeşler Nikah Şekeri bu elemeği objelerin satışını da yapıyor ilgilenenler için yukarıdaki pembe yazıya TIK TIK 

Kargo poşetinin içinden ne çıkacağını benden daha merakla bekeleyen biri daha vardı:)

Değerli arkadaşım hediye paketini de kendi yapmış.

Bir adet PRENSES TACI

BİR ADET SAÇ BANDI VE 2 ADET TOKA

ANNECİK İÇİNDE BİR ADET PEÇETELİK


Bu arada iki post üst üste yayınladım diğer yazımı okumak için DEĞERLİ BİR TIK TIK 

    Şimdi efendiiiiim......Ben bu zamana kadar aman organiğiydi,aman anti alerjiğiydi aman bilmemneydi derken elimden geldiğince kızımın sağlıklı yetişmesini sağlamaya çalıştım.

    Yani bazen "Aman Merve dikkat etmelisin,çocuğun bedensel ve ruhsal sağlığı çok önemli,yediği, içitiği ,giydiği,yaşadığı çevre vs. her şeyi ama her şeyi kontrol altında olmalı" dediğimde oldu "Ya bırak Allah aşkına,annem bana böyle mi yaptı? Bu kadar oto kontrollü olunmaz,çocuk bu kadar stabil yetiştirilmez" dediğimde oldu.

  Bende elimden geldiğince iyisini yapmaya çalışıp bazende kendimi bırakma durumuna,işime geldiği gibi kotarma haline giriyorum.

  Gelelim bu konuya nereden geldiğime,bizim Sevde Lina hanım çok iştahsız bir bebek olarak dünyaya geldi sütüm çok yeterli olmadığı için mama takviyesi yapmak zorunda kaldık yalnız kızım 6 saat mama vermesem uyanmaz uyanınca da mama içmek istemezdi.E "Balık baştan kokarmış" o dönemden sonra ek gıdaya geçiş evremizde zaman zaman düzelse de genelde trajedik boyuttaydı.

    Bu durumun düzelmesi için doktorlara gidildi,kitaplar okundu,yedirme-içirme politikaları değişti,vitaminler denendi,rejimler uygulandı hatta ve hatta annecik gözyaşlarını içine akıtıp aç bırakma yöntemini bile denedi.Yok!Yok!Yok!

 En sonunda alerjimiz de çıktı,zaten seçen kızım yediklerinden de bıkmaya başlayınca bana gelenler geldi.

Bende dedim uzmanlar çok bilmesin,

    Neymiş televizyon yasakmış çocuk reklamlarda yemek yemeye alışmamalıymış,aç kalsınmış yemek yemesinmiş.Yani televizyon seyrederken yiyeceğine açlıktan ölse daha iyiymiş.Nedenine gelince televizyon seyrederken beyin kendini rölantiye alırmış bu durumda ise tüm algılar kapandığı için çocuk ne versen yermiş.

   Hadi ya diyesim geldi ama demeyeceğim çünkü ne kadar zararlı olduğunu bilsem de,ki kızımın reklamlar dışında televizyonla hiç alakası yok,koydum dün mama sandalyesine açtım reklamları önüne de verdim tabağını çatalını lup lup yedi vallahi..




       Hatta ben kesin yememiştir, her kendi yeme denemesinde olduğu gibi yedikleri ağızda öğütülüp mama sandalyesinin derinliklerine bir yerde fosilleşmek için bekliyordur dedim ama yok vallahi billahi yemiş...

    Demek ki neymiş arada sırada kurallar ihlal edilirmiş buradan televizyon karşısında yemek yedirmeyin diyen uzmanlara NANNİİİKKKKK yapıyorum.

ÇOK BİLİYORSANIZ GELİN KENDİNİZ YEDİRİN.. hiiih  hiiii   :))))






Not:Tabi ki çocuğumu bütün günde televizyonun önüne bırakmıyorum:))







Burası Bakırköy Kartaltepe Terakki Caddesi.
Bakırköy İstanbul'un en büyük semtlerinden biri ama caddedeki kaldırımın durumuna bakar mısınız.İşin kötüsü kaldırımdan geçemediğin için yola inemiyorsun çünkü çift yönlü vıgır vıgır araba geçen bir cadde.Bebek arabası ile yollara düşmeye üşenir oldum bunlar sayesinde.








Bu da benim iştahsızlığı tavan yapmış kızımın çorbasını mahvetme denemeleri.Çorbanın içindeki cisim çilek şeklindeki buzdolabı magneti.




   Bu  4+4+4 eğitim sistemi belki bizi şu an için ilgilendirmiyor belki miniklerimiz küçük ama ileride bu sistemin çöküşleri olduğunda kızım bana demeyecek mi "anne neden sesiniz çıkmadı" diye.

Uzman görüşlerine yer veren birçok yazı okudum ve sonunda şu izlenimleri elde ettim.

1-5 yaşına geçmeden çocuk ilk okula başlıyor,soyut algıları gelişmeden bir çok yeni şeye daha adapte olamazken 9 yaşında orta okula başlayacaklar ve bu zihinsel yığılma kümülatif bir başarısızlığı getirecek gibi duruyor.

2-Temel becerileri öğrenme dönemi normalde 5 yıl iken ve yetmezken şimdi bu 4 yıla düşürülecek ve 4 yıl sonunda seçim yapma durumu olacak.Hızlı alınmış bir karar yerine yıllarca araştırarak eğitimcilerle ve velilerle ortaklaşa çalışılan bir tasarı hazırlamak müfredatta kökten değişiklik yapmak fakat geçiş dönemindeki çocukları ziyan etmemek gerekir.

3-Okula başlama yaşı 60-72 ay arası gibi geniş bir dönem bu demek ki önümüzdeki dönemde 2006 doğumlu çocuklarla 2007 eylül ayında doğan çocuklara kadar  tüm çocuklar okula başlayabilecek uzun vadede düzene girebilen bir durum olabilir ama ilk yılların sıkıntısı sürer gider...Eğitim sisteminde bir çocuğun 1 aylık bir algı değişikliği bile göz önünde bulundurulursa  bu ciddi bir handikap.

4-Çocukların 7-11 yaş arası somut işlemleri 12 yaş üstünde de soyut işlemleri algıladıkları varsayılırsa başlama yaşında ki yanlış karar burada da karşımıza çıkıyor.

5-5 yaşında bir çocuk okuldaki eğitimi kaldıramayabilir hali hazırda evde olan bir çocuk bile tuvalet gereksinimi için annesine ihtiyaç duyarken bazı bilişsel ve sosyal becerileri almamış çocuğun okul öncesine hazırlanmadan okula başlaması ileride doğacak ciddi bir sorun.

6-Çocuklar 9-13 yaşlarında farklı seçmeli dersler ve programlar alabilecekler,seçtikleri orta okul ileride seçecekler lisenin bir alt yapısını hazırlayacaksa buda 17 yaşında bile gelecekleri için seçim yapan çocuklarımıza kaygılanmamızın yanında daha vahim bir durum.

7-Orta okula nasıl geçileceği belirsiz,seçmeli ders ve programların ilerde ki dönemlerle olan ilişkisi belirsiz.

8-Kırsal kesimde yaşayan,mevcut iklim sebebi ile okula 2 saat yürüme yolu ile giden 5 yaşında bir çocuk düşünebiliyor musunuz?

9-Okul öncesi eğitim öğretmenlerinin de açıkta kalacağı varsayılırsa atanamayan bir çok öğretmene birde bu öğretmenlerin eklenmesiyle artan istihdam sorunu.

     Nereden baksanız dökülen,mantıklı hiçbir durumu olmayan bilir kişilerin bile açıklamakta tıkandığı aceleye gelmiş bir sistemi çocuklarımızın önüne koymak onları buna zorlamak ne fena değil mi?

    Tarihe not düşüyorum:Kızım inşallah senin okul döneminde bu sorunlar çözülmüş olur belki bencilce bir dua ama elimden fazlası gelmiyor.

resim on5yirmi5 sitesinden alıntıdır









     Ben yıllardır babama sonrasında da eşime yalvarırdım ya bu Ramazan bari Feshane'ye gidelim diye ama ne hikmetse bir türlü nasip olmadı tek başımda öyle yerleri gezmeyi sevmediğim için bu zamana kadar kala kaldım hep.

    Geçen gün bizim komşu Şerife teyze Eyüp Sultan'a gitmiş,dua etmek için,gitmişken oraya da uğramış.Anlattı bol bol "Antakya'nın fuarı var Feshane'de ay ne güzel yöresel şeyler var" diye.Bende yöresel şeyleri çok severim bana sertifikalı organik ürünlerden daha güzel,daha öz geliyor,ayrıcada bir köyüm bile olmadığı için hep "köyden şu geldi köyden bu geldi" diye söyleyenlere hep gıpta ederim.Şerife teyze ballandırarak anlatınca benim içim gitti kızı ve yakın arkadaşım Neslihan'da "biz pazar günü gideceğiz gel sende ama sağnak yağış var" dedi.Hehhh dedim fırsat bu fırsat Merve gittin gittin bir daha gidemezsin.

   Pazar sabahı kahvaltıdan sonra düştük yollara ,eşim çalıştığı için bizi bırakamadı,Lina'da anneannesine teslim edildi.Metrobüsle Ayvansaray'da inince azıcık yürüdük ve ulaştık Feshane'ye.Amannnn inanın utandım kendimden ne kadar kolaymış gitmek bu zamana kadar beklemeseydim keşke kimseyi.

    Kızlar anlatamam size yanıma fazla para almadığıma pişman oldum vallahi siz yabancı değilsiniz ¨100 vardı yanımda ama ¨500 olsa harcanırdı yani o peynirler,o reçelleri,o pestiller aman diyeyim yani harikaydı hepsinden almak istedim ama....E yöre Antakya olunca künefesiz olur mu offff ne lezetti yarabbim...Benim köyüm yok İstanbulluyuz biz çok üzülürüm o yüzden köy şeyleri gördüğüm zaman.Bende kendimi böyle yerlerde rahatlatıyorum ne yapayım.


Şimdi sizleri de gezmiş kadar oldum dedirtmek için resimlerimi paylaşacağım.

Resim yazısı ekle

Meşhur Antakya sabunu

Biber domates salçaları

Ben bunu yaş tarhana sanmıştım ama ham çökelekmiş

Her türlü peynir mevcut ben kızımın alerjisi olduğu için manda olandan aldım azıcık

Buda içli köfte misali bir yemek sac üzerinde pişiyor adı değişikti unuttum :)



Küneffeee



sağnak yağmur sonrası ÇAY sız olurmu....


Ve son olarak kadayıf yapımı ile postumu sonlandırıyorum..SEVGİLER 














Sabah eşim ve kızım uyurken erkenden kalkıp biraz televizyon seyredeyim birazda haber okuyayım dedim ama içim karardı.

Bir minik bedene evinin önünde oynarken taksi çarpmış minik cennette artık ama adam serbest kalmış cenazesini taşımak için belediye araç bile vermemiş minik cansız bedeni bir panelvanın arkasında,son yolcuğunda.

İçim sızladı.....

MARI themes

Blogger tarafından desteklenmektedir.