Doktor :Hemofili
Ben:A'mı hocam?
Doktor:Evet A
Ben:Faktör takviyesi gerecek mi?
Doktor:Şimdilik hayır.

Benim kafamdan inen kaynar sular ve doktorun şaşkınlıkla yüzüme bakışı.

Doktor:Pardon!! Siz bu kadar şeyi nerden biliyor sunuz?
 Ben:Hissetmiştim......

Sadece bunu diyebildim ve kafam uğuldamaya başladı,doktorun sözleri bir uğultu halinde geliyordu,gözlerime dolan yaşları dökmemek için kendimi sıkarak dinlemeye devam ettim.Araştırmıştım,gözlemlemiştim,hissetmiştim ama yinede dikkatimi toplayabildiğim kadar dinledim.

Doktor:Merve Hanım hemofili kandaki pıthılaşma sorunudur,diğer insanlardan daha fazla kanamaz ama daha uzun süre kanar,çocuk ufak bir darbe aldığında bile şiddetli kanama yaşayabilir,hemofilikler durumları ciddileştiği zaman kanda eksik olan maddeyi takviye alarak iyileşirler,hastalık genetik geçişlidir,doğumdan itibaren varolur ve dış etkenlerle oluşmaz,bilimsel olarak bulumuş tek çaresi faktör takviyesidir,hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir çaresi yoktur,yeme içme herhangi bir durum bu olguyu tetiklemez,ama bu olgu yeme içme ve gelişim gibi durumları sekteye uğratabilir.Siz hastalıktan nasıl şüphelendiniz?

Ben:Hocam ben kızım çok iştahsız diye genel bir tarama istemiştim,kızımın yaşadığı en ufak bir çarpma sonrasında uzun süre geçmeyen morarıklıkları vardı ayrıca kan verdiğimiz zaman kanı hastalığın tam aksine bir anda pıhtılaşıyordu.Geçtiğimiz aylarda teyzemi kaybettim onda da bu pıhtılaşma sorunu olunca size belirttim ve paratrombin bakılmasını istedim,sizde ek olarak bu tahlilleri istediniz.

Doktor:Merve hanım kızınızın hemofili durumu A olarak sınfılanıyor çünkü kanında faktör 8 dene şey eksik,şu an dışarıdan faktör alınmasını gerektirecek bir durumda değil,kanamasının artmasına sebep olacak miktarda bir eksiklik yok.Bir gün olur mu yada hiç olmaz mı bunu şimdiden kestiremiyoruz önlem olarak senede bir kere takip yapacağız.Hastalık şu an sizi endişelendirecek boyutlarda değil fakat ileride bu boyuta gelebileceği göz önünde bulundurularak,kızınızın bir sağlık güvencesi altına alınması lazım.Zira bu hastalığın tedavisi ciddi maddi külfet demektir.Sizin hastalığınızın o boyuta gelmemesini temenni ediyorum şunuda unutmayın siz anladığım kadarı ile çok dikkatli,ilgili ve araştırmacı bir annesiniz bu hastalık bu evrede asla teşhis edilmez genelde bir çok insan hemofili A olarak yaşar ve bunu bilmeden de ölür.Şu an için endişe edilecek bir durum yok takip edeceğiz.Yalnız düşme,çarpma,kesici delici aletlerle oynama gibi durumlarda önemle dikkat edin tetikte olun,tedbirli olun.Ve lütfen üzülmeyin.

Ben:Hocam peki bu iştahsızlık,kilo almama durumu ne olacak?

Doktor:Bakın Merve hanım kendinizi yıpratmayın Hemofili başlıbaşına iştahsızlık sebebidir,çocuğunuzu yemedi diye üzmeyin,bırakın neyi ne zaman yiyorsa o zaman yesin bırakın boyu az uzasın,az yediklerini daha kaliteli hale getirmeye çalışın...Kendiniz üzmeyin,kendiniz üzmeyin,kendizi üzmeyinnn.........


Doktorun dedikleri kafamda uğulduyordu hala,ne kadar vaziyeti şu an vahim olmasada,ileride ne olacağını kestiremediğimiz,dış müdahale ile kontrol altına alıncak bir önlemi olmayan,ömür boyu yaşayacağımız bir hastalığımız var bizim.

Eve gidince çocuğuma sarıldım ağlamamak için kendimi zor tuttum,yemediği için ona kızdığım,nadirde olsa bağırdığım,onu üzdüğüm,zorla yedirirken ağlattığım zamanlar gelince aklıma....Şimdi bile aklıma gelince nefret ediyorum kendimden,bunları yazarken nasıl içim acıyor..(İleride okduğunda bana kızma olur mu yavrum sadece senin iyiliğin içindi.Yinede ÖZÜR DİLERİM)

Kendinizi üzmeyin.....Nasıl üzülmeyeyim,ben dememişmiydim bu çocuk anormal bir şekilde iştahsız diye,dememişmiydim altında kesin bir sebep vardır diye,ben dememişmiydim bu çocuk gelişmiyor diye..

Şimdi bana evham yapıyor diyen aptallar ordusu "ANNELER HİSSEDER"............Nokta.........................


Bebek rahmine düşünce başlar annelik telaşı,önce boş bir keseye deli gibi sevinmeler,usg kağıdına bakıp ağlamalarla başlar sonra testleri,yediğindi içtiğindi devam eder,daha o zamandan başlarsın komplo teorileri üretmeye.Banyodan çıkarken ıslak zemine imtina ile basar,merdiven inerken tutunmaya başlarsın,emniyet kemeri daha bir anlamlı olmuştur artık.

Hurafeler sayesinde saçlar rapunzel şeklindedir, kimsenin gülünü koklamayayım,aman kimsenin zeytinini gizli yemeyeyim,sakın ciğer yapmayayımlar izler hamilelik hallerini.Maazallah kestin mi saçı,ömrü kısalır çocuğun,aman izinsiz zeytin aldın mı birinin dolabından,elini sürdüğün yerde zeytin izi çıkar ve daha kim bilir ne kadar değişik,denemiş,saçma gelen ama yaşanmış hikayeler.

Göbek artık eşle senin arandadır,kardeş kardeş geçen gecelerde tekme eşliğinde gelen her uyanma gülümsetir.Göbekle konuşma sanatı oluşmuştur artık erkekte.O da artık daha bir dikkatli daha,bir ilgilidir.

Sonrasında doktor git gelleri sıklaşır doğum yaklaşmıştır aman bir avazda mı doğacak yoksa bir bıçakta mı diye düşünmekten uykular harap olur.Yatakta dönmek için vinç lazım geldiğini çoğu anneler belirtir  zira sağa dönerken bir çaba sola dönerken bir çaba.Beklenen gün geldiğinde,odası,oyuncağı,kıyafeti,,çantası,pompası,biberonu,emziği,arabası her şeyi,hazır nazır bekler anne adayı.

Bebek doğduğunda emmesi,uyuması,gazı,banyosu,emziği başlar daha sonrasında da döndü,süründü,oturdu emekledi vs vs..Acemi anne bunalımı tamda bu zamanda devreye girer,her kafadan bir ses çıkar.Etrafta en güvendiğiniz,asla karışmaz dediğinin kişiler bile her işe burnunu sokmaya başlamıştır.Kayınvalide ve anne ikilemi arasında gidip gelen yeni nesil anne "Uzmanlara göre doğrusu bu." diye başlayan bir çok cümle kurmak zorunda bırakılsa da her zaman "Bizim zamanımızda böylemiydi" ile başlayan defans cümleleri ile karşı karşıya kalır ve çıldırma noktasına gelir.

Ek gıdaya geçiş dönemi ayrı bir tebessüm anıdır,bu zamana kadar 8.347.843 kere mercimek çorbası yapmış olan anne birden kendini internetten "Bebekler için mercimek çorbası" tarifleri yazan siteleri okurken bulur.Artık herşey sorgulanmaya başlamıştır,organiği,gdo'su,hormonu,tarım ilacı vs derken en ufak bir yemek öğünü septik şoklara "burada delice şüphelenme manasında kullanışmıştır :) " gebe kalır.Sorular akıldan geçer durur "Acaba bu ay hangi besinlerİ yiyebiliyor,acaba bugün ona ne yapsam,sebze çorbası yemiyor,muhallebi sevmiyor vs vs......He unutmadan benimki gibi iştahsız ve tükürmeye bayılan bir yavrunuz varsa en yakın dostunuz kullan at önlüklerdir.

Çocuk bebeklikten çıkıp artık ayaklandığı dönemde anne tam bir "komplo teorisi üretme makinesine" dönüşür.Ocakta bir şey yaparken tavanın kulbu mutfağa doğru olmasın aman yetişir üzerine döker,deterjan gözlerinin kulplarına bilimum önlemler alınır Allah korusun, açar,içer falan.Tuvaletin kapağı mutlaka kapalı olur,ilaç vs gibi şeyler ortalıktan ve bücürün boyunun yetiştiği yerlerden kaldırılır.

Artık evin her yerinden oyuncaklar fışkırmaktadır, "Hadi itiraf et sende benim gibi çok oyuncak almayacağım." diyenlerdensin ama yinede evin her yeri oyuncak dolu dimi.Hem zaten o oyuncakların bir çoğu hediye (!) ne yapalım yani.

Oyuncak belası zaman zaman toplamaya üşenilen bir yığın,zaman zaman ayağa bacağa batan,acıtan birer nesne,zaman zaman da eğer sesli ise çocuğu tam uyuttuğunuz zaman hatta kesin uyutmak için en zorlandığınız zamanlarda avazı çıktığı kadar bağıran ve kapama tuşu bir türlü bulunamayan şeydir sizin için..He unutmadan oynayan çocuk için iyi bir oyalayıcı olduğuna deyinmeden geçersek hakkını yemiş oluruz.

Artık anne algıları değişmiştir,çocuk devamlı göztilmesi gereken bir küçük insan babada peşinden toplamaya üşenilen hatta artık toplamaya fırsat bulunamayandır.Çoğu zaman babaların işten gelmesi eski bekleyişini ve heyecanını yitirip çocuğu azıcık oyalasa da çamaşırları atsam,bulaşıkları makineye dizsem,bir duşa girsem düşüncesine yerini bırakmış,babalar ikinci plana atılmıştır bile.

Hele anne çalışıyorsa akşam eve gelince, "Ben bugün çok yoruldum bak eve gelince dinlenmek istiyorum" düşüncesine isyan içinde bağıran ve "Bende çalıştım ama evde de hala çalışıyorum." serzenişlerinin birbirine karıştığı diyaoglar bütünü gerçekleşir akşamları.

İşte benim yaşadığım kısma kadar olanları bu malum Bal Yanak daha 21,5 aylık tatlı konuşma denemeleri yeni yeni kurmaya başladığı üç kelimeli cümlelerimiz kendince uyduruğu danslarımız var..Zaman takip ettiğiniz bir  şey olunca çabuk geçiyor.

Bakalım yaşadıklarımız hangi yaşayacaklarımızı getirecek bize.

GÜZEL GÜNLER GÖRMEMİZ DİLEĞİYLE

NOT:Büyüdükçe dertleride büyüyor diyorlar ama bakalım yaşayıp göreceğiz.....





Diyeceklerim çok ağır olmasın diye sakinleşmeyi bekledim.Ne de olsa kızım için yazmaya başladığım bir blog burası,güzel anları yazmak için ama bu aralar yaşadıklarım tam bir sinir harbi yazmasam ,anlatmasam nasıl boşalır içimdekiler bilmiyorum.

Sürekli insanların burası Türkiye ,burada olur böyle şeyler demelerini kınardım ama haklılarmış.Baştan başlayayım yazmaya,isteyen okusun, isteyen okumasın ama inanın yazmazsam çatlayacağım.

Hafta başında kızımı doktora götürmeye karar verdik,durmadan özele götürüp bir ton para verdiğimiz için bu sefer bir devlet hastanesine gidelim,sıkıntılarımızı anlatalım ,genel bir bakılmasını isteyelim dedik.Aslında sorunumuz genele yayılmış bir durumdu, Lina'da devam eden iştahsızlık,acıkmama, yemek yemek istememe gibi durumların altında herhangi bir sorun olup olmadığı yada bunun onun yaradılış hali olup olmadığı hep kafamızı kurcalamıştı.Bende işe başlamadan bu işi halledip bir baktırmak istedim, bu sebeple gittik bizim oradaki ssk'ya.

Doktora kızımın sıkıntılarını ve benim daha önceden yaşadığım kanser geçmişimi anlattım ve genel bir tarama istedim.Oda ne var ne yok bütün tahlilleri yazdı.Yalnız çinko testi burada yapılmıyor çocuğun kolu iki kere delinmesin siz Samatya Hastanesine gidin orada bir sefer kan verin olsun bitsin dedi.

Hastaneye gittik,dış labratuvar bölümüne uğradık,görevli çinko testinin girişini yaptı,oradan barkod döktü ve çöpe attı,sen  hepsi için yukarı çık hepsini orada yapacaklar dedi.Çocuğum aç,oradan oraya koştururken öğlen arası oldu mu,Lina hanımın acıkmaması ilk defa işe yaradı,ben oradaki görevliye ,çocuğum sabahtan beri aç,siz buradasınız alsanız ya kanını" dedim.Barkodun nerede dedi.Bende aşağıdan gönderdiler barkod vermedi yukarıdan bütün işlemler dedi çöpe attı dedim.Eğer aşağıdaki salak iş güzarlık yapıp barkodu atmasa kan verebilecektik.Neyse çalışanların öğle tatilinden gelmesini bekledik.

Hemşire,oturun çocuğu kucağınıza alın,kolunu açın dedi.Yedi tüp kan alacaksınız,çocuk nasıl zapedilsin kucağımda sedyeye yatıralım dedim iyi sen bilirsin dedi.Nitekim sedyede bile babası,hemşire ve ben zor zapdettik Lina'yı.Diğer hemşirede kanın almaya çalıştı ama alamayınca iğneyi koluna taktı,eline taktı vs vs çoğu yeri delindi zavallımın.Sonrasında kan pıhtılaşma yapıyor diye damlatarak aldı,dakikalarca bastırdı, arada birde çocuğum ağladığında gözün çıkmasın kız sus bakayım demesin mi.Hey Allahım...

Neyse çıktık oradan,geldik eve,sonuçlar yarına,çıkacaktı bir tanesi pazartesi gününe kalacaktı ertesi gün sonuçları alıp doktora gittim.Kızımın iki tümör belirteci yüksek çıkmıştı,meraktan ölecektim resmen..Neyse girdim doktorun odasına ,ocuk doktoruna zaten kanın pıhtılaşmasından bir çok tahlilin yapılamadığını söyledim ,gerçi çıkanları da pek yorumlayamadı ya..

Önce ca 19-9 tahlilinin sonucuna çok anlamlı değil dedi, karsino embriyonik antijenin yüksek çıkmasına da şu yorumda bulundu.Bu sonuç çok anlamlı değil,hem zaten buradaki değerler yetişkin değerleri ben bunun çocuklarda olması gereken değerini bilmiyorum bir netten bakayım.....  ve üzerinden geçen yarım saat boyunca dışarıdaki hastaların serzenişlerine aldırmadan netten bulmaya,çalıştı en sonunda pes etti...Siz şimdi gidin Cuma günü gelin,benim labratuvar kitabım evde kalmış,bu devamlı istediğimiz bir tahlil olmadığı için çocuklardaki olması gereken sonucunu bilmiyorum dedi.

Baktık bu doktorla olacak gibi değil içimize düşen kurtlarımızı kucaklayıp döndük eve, e iki gün boyunca bekleyip bu doktora geri gidecek değilik tabi hemen Medical Park'ta başka bir doktor bulduk kendi doktorumuz yurt dışında olduğu için bekleyemedik.

Yeni doktora gittik sıkıntılarımızı anlattık, oda diğer doktor gibi bu tahliller tek başına anlamlı değil dedi ve başka testler istedi,nedendir,niçindir gibi sorular sormadı sadece dinledi ve sustu..


Şimdi ben şunu anlayamıyorum devletin çok sevgili doktoru neden herhangir bir tahlilin çocuklardaki referans aralığını bilmez.

Kendisine götürülen tahlil sonuçlarına bakıp sadece anlamlı değil demenin karşılığı nedir.

Bir anneye bazı şeyleri anlatmak insanlık namına açıklama yapmak çok mu zordur.

Devlete sırtını dayayıp aman nasıl olsa memuruz işimiz garanti diye bastığı evrakı atıp vatandaşı oradan oraya sürüklemekte neyin nesidir?

Bu ülkede hiç mi bir şey denetlenmez,kızıma yapılan idrar testinde ,idrarı bana şu kaba boşalt bakayım şurada diye herkesin içinde boşalttıran zihtiyetin hayattan beklentisi mi kalmamıştır acaba?

Yani ne bileyim denetleme olmazsa iyileşme olmaz gibi geliyor çünkü biz milletçe dürtülmeden düzelmeyiz...Hadi devlet elden gitmiş,özel sektörde bir alem....Kötü  bir şey olmadan adam olamıyoruz maalesef..

Rabbim iyiliklerle terbiye etsin inşallah....

NOT:Merak edenler olursa bu yaşadıklarımız geçen hafta geçti,özeldeki tahlilerimizin sonucu dün çıktı,ben baktım ciddi bir sıkıntı yok gibi ama hafta sonu doktora gideceğiz eğer bu seferde ANLAMLI DEĞİL derse vallahi benden iyi bir 3. sayfa haberi çıkar ona göre....Demedi demeyin...







MARI themes

Blogger tarafından desteklenmektedir.