BLOG OLUŞUMLARI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster


Geçtiğimiz cumartesi sevgili Şebnem' in daveti üzerine birçok anne  Vialand' deydik. Hem Tempark'da birçok alete bindik hem de Olypia Sirkini seyrettik.

Viland ayrı bir dünya desek yalan olmaz. Alışveriş için mağazalar, yeme içme bölümü, temapark bölümü, gösteri ve eğlence bölümü derken günün büyük bir kısmını geçireceğiniz eğlenceli bir yer.

Alışveriş caddesi hem bir AVM kıvamında hem de açık havada olması sebebi ile gezmesi kolay ve keyifli. Yüzlerce markanın bir arada bulunduğu alışveriş bölümünü gezerken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz çünkü bunalmıyorsunuz.

Temapark kısmı oldukça büyük. İnsan içeriye girince bambaşka bir alemde hissediyor kendini.


Biz ilk girdiğimiz yerde masalsı bir ortamla karşılaştık. Sonra bir çok alete bindik.



Daha sonra bu minik uçan köpüşlere bindik.



İtfaiyeci olduk yangını söndürdük.


Lina' nın en sevdiği şey 4D Dora ve Diego gösterimini seyretmekti.


Temapark içindeki sokakta alışveriş yaptık.


Atlı karıncaya bindik.


Daha sonra Olympia Sirkini seyrettik.



Özetle koca bir günü hem alışveriş yapıp hem yemek yiyip hem de eğlenerek geçirmek istiyorsanız Vialand tam size göre.









     Bugün anneysen.com 'un daveti ile Eks Mutfak Akademesi' nde Nestle tarafından başlatılan #iyibuyusuniyiyasasin kampanyasının detaylarını dinledik. Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar'ın  konuşmacı olduğu seminerde; bebek, çocuk ve yetişkin beslenmesinde nelere dikkat etmeliyiz, öğünlerimiz nasıl olmalı gibi konuların değinildi. Seminere Nestle Besleme Müdürü Diyetisyen. Ceren Batmaz Sarı 'nın konuşması ile başladık.

Ceren Hanım: Bebeğin anne karnına düştüğü ilk andan 2 yaşına kadar olan 1000 günlük sürenin insan hayatındaki gelişim sürecinde çok büyük önem taşıdığından bahsederek söze başladı. Nestle'nin kurduğu iyibuyusuniyiyasasin.com 'da Doğuma hazırlık, Hamilelikte beslenme, Yeni doğan bebeği tutmak gibi konulardan; uzman görüşlerine, isim analizlerine bir çok konu bulunuyor.



Firma olarak bebek beslenmesine son derece önem veren Nestle, yakında bu sitenin içine forum bölümü de açacak ve kullanıcıları uzmanlarla daha aktif şekilde buluşturacak. Sitede aynı zamanda Dyt. Elvan hanımın ekibi ile hazırladığı bebekler için 60 çeşit tarif de bulunuyor. Site annelere bu önemli süreçte büyük destek olacak bir bölüm daha hazırlamış İlgi Hattı adlı bu bölümde uzman doktorlara soru sorup anında cevap alabiliyorsunuz.




Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar bebeklik ve çocukluk döneminde günlük beslenme için kartlar hazırlamış, kartların çıktısını alıp faydalanabilesiniz diye fotoğraflarını siteye ekliyorum.

9-12 ay günlük beslenme önerisi:






  • Bebekler için ilk altı ay anne sütü.
  • 6 aydan sonra ek besinlere geçilmeli
  • Ek besinlere başlarken mevsim sebzelerinin suları ile başlamak iyi bir seçenek
  • Bebeklerde tat duygusu 9. ayda gelişir. Bu yüzden 9 aydan itibaren bebeklerinizi tablodaki gibi beslemek önem arzeder.
  • 8. ay civarı bebeklerin pütürlü yemeği bırakmaları gerekir.
  • 9. aydan itibaren tahıllı ekmek
  • 7. aydan sonra buğday ile tanışırın.
  • Karabuğday, ruşeym, yulaf kemeği meyvede çorbada muhakkak kullanın.
  • Bebeklerin yiyeceklerinden iyi bir tereyağ ya da zeytinyağ kullanın. Tereyağ ve zeytinyağı ısıtmayın yemeğe çiğden ekleyin.
  • Bebeklerinizin yoğurdunu inek sütü yerine devam sütü ile mayalayın. 
  • Bebeklerinizi yapay şeker ve tuzla 2 yaşına kadar tanıştırmayın.
D vitaminin gün ışığı ile aktif hale geldiğininden kış aylarında olsak bile bebeklerin gün içinde 11:00 - 15:00 saatleri arasında 15-20 dakika "doğrudan" gün ışığı görmeleri gerekir. 





  • Bebeklere süt ürünü olarak yoğurt vermeyi tercih etmeliyiz.
  • Yumurta verirken yıkayıp dolaba koymamalıyız. Ellerimize yumurta dışındaki mikroplar bulaşır. Pişirirken yıkamalıyız.
  • Bizim ülkemizde peynirler ve zeytinler çocuklar için çok tuzlu. Bu ürünlerin light olanlarını tercih etmek elzem.
  • 1 tavuk yumurtası = 3 bıldırcın yumurtası 







Biz anneler olarak bu tablolardaki gibi çocuk beslemenin çok da mümkün olmadığından bahsettik ama Elvah hanım geniş düşünmemiz gerektiğini söyledi. Mesela sebzeli krep yapmak, çorbasına tahıl ve et katmak vb. çok çeşitli düşününce bu şekilde beslemenin mümkün olabileceğini bunun için de iyibuyusuniyiyasasin.com da anneler için 60 çeşit tarif önerisinde bulunduklarını söyledi.







Elvan hanım ve ekibi hayatımızın belirli dönemleri için tüyolar içeren kartlar hazırlamışlar. Bu kartlar dönem dönem ayrılmış.



HAMİLELİK DÖNEMİ SİHİRLİ SAYILARI



EMZİRME DÖNEMİ SİHİRLİ SAYILARI





0-1 YAŞ SİHİRLİ SAYILARI




1-3 YAŞ SİHİRLİ SAYILARI




Son olarak genel notlara gelirsek.

  • Hayatımızın en özel evresi olan hamilelikte doğru beslenmek çok önemli. Bir beslenme uzmanı ile ilerlemek çok daha kolay.
  • Eğer beslenme uzmanına gidemiyorsak iyibuysuniyiyasasin.com u inceleyebilirsiniz.
  • Vücudunuza vitamin takvisyesi alacaksanız vitaminleri ayrı ayrı formlarda kullanın. O vitamine ihtiyacınız olup olmadığını tahlil ile baktırın.
  • Demir emilimi için et ile yoğurt yiyebilirsiniz ama ıspanak ile yoğurt yemeyin.
  • Emzirme döneminde günlük 2300 kalori almak gerekir.  

Hayatın hiçbir evresinde çocuklarınız yanında kilo konuşmayın ve kilo korkusu hayatınızın merkezinde olmasın. Sağlıklı beslenme ile hayatınızı kontrol altına alabilirsiniz. 

Seminer sonrası hep birlikte bebekler için besleyici tarifleri yaptık. İşte bu da bizim Esra hanım ile yaptığımız Gözcü Köfte 










Kendi adıma bu seminerden çok keyif aldım. anneysen ekibine ve Nestle ekibine sonsuz teşekkürler.

25 Ocak 2014 tarihinde sevgili Tarçın Pasta Evi'nin sahibesi Fatma'nın #tarcinpastaevibloggerbuluşması etkinliği için Trump Towers Midpoint ' de toplandık.Etkinlik markalarla bloggerlerı hediye bazında buluşturduğu gibi aynı zamanda firmaların kendilerine tanıtmalarına olanak vermesi açısından da çok verimli geçti.Ayrıca her zaman söylüyorum farklı kategorilerde blog yazan arkadaşların davetli olduğu etkinliklerden daha çok keyif alıyorum ben çünkü bir çok farklı kişi ile tanışma fırsatı buluyorum.Sevgili Fatma 'da bu açıdan çok özenli çalışmış ve her kategoriden bloğun ağırlandığı güzel bir etkinlik düzenlemiş.


Etkinlik Midpointtin harika kahvaltısı ile başladı .


Kahvaktı eşliğinde firmalar kendilerini tanıtmaya başladılar

Öncelikle
biota lab

Bio Lab'ı dinledik.Onların prebiyotik içeren baby serisi çok dikkatimi çekti.Kendilerini ürünlerde kullanılan sudaki hassaslıklarından dolayı kutluyorum...


bioxcin


zuzubo

Zuzubo aylık etkinlik paketlerini tanıttı



Oba Çay'ın ürün yelpazesini inceledik ve doğru çay yapmayı öğrendik






Daha sonra Onto İleitşim bizlere iki yeni projesinden bahsetti Biri imaginarium bir diğeri Sanal Pilot kitabı merkalılarının okumalarını tavsiye ederim

Onun dışında imaginarium dan bize çekiliş ile bu hediye çıktı.Kızım küçük olduğu için büyüdüğünde kullansın diye sakladık.





Daha sonra Türkiye'nin ilk online foto kitabı Afilli Kitap'ı tanıdık 




Sonra Goon Bez'i dinledik.Bebekler için külot bez üretmişler hem de incecik ve sağlıklı.

Etkinlik için birbirinden değerli firmalar bizlerleydi.

Murat Bey'in muhteşem kahvaltılık pakedi.Peynirlerinin lezizliği ile gönlümü feht etti..

Gurme 212'nin mükemmel ürünleri onlarda çok lezizdi kesinlikle tavsiye ediyoruım

Ve bizlerle olan onlarca firma listesi ile aşağıda 




Fatma'nın kendi elleri ile yaptığı leziz pastası








http://www.unilever.com.tr/
https://www.facebook.com/pastadunyam
http://www.egdtekstil.com/
http://www.cyrene.com.tr/
http://www.kozmela.com/
http://www.lilakutu.com/
http://zenbi.com.tr/
http://takanka.com/

http://orkidehareketi.net/

http://www.zuzubo.com/
http://www.coca-cola.com.tr/
http://cicimicici.com/
https://www.facebook.com/Zeytin-Dünyası
http://www.nivokido.com/
http://www.droetker.com.tr
http://www.doresocks.com/
http://www.karyagourmet.com/



http://zigavus.com/
http://www.telefonkilifim.com/
http://kullanatmarket.com/
https://www.facebook.com/GooNTurkiye

http://www.solen.com.tr/
http://www.estuz.com/
http://www.johnfrieda.com.tr
http://www.safranlokum.com.tr/
http://orzax.com/tr
https://www.facebook.com/Mumvemum
https://www.facebook.com/jelibon
http://www.kozmetikdetrend.com/
https://www.facebook.com/ikikizcom
facebook/cemrepekmez
http://www.keramikashop.com/
https://www.facebook.com/Madame-Céline
http://www.vivident.com.tr/
http://www.atlashali.com.tr/
http://www.sacbakim.com/









Başarı mutluluk getirir mi?

Bir insanı ne mutlu eder?

11.Ocak.2014 tarihinde Montessori Derneği tarafından düzenlenen ve Dr.Özgür Bolat'ın konuşmacı olduğu seminer böyle başladı.

Sonrasında , "Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesini birincilikle bitiren. New York Üniversitesi’nde burslu psikoloji eğitimi alan. Buradan da “Üstün Başarı Ödülü” kazanan. Fulbright ve Türk Eğitim Vakfı bursu ile yüksek lisans yaptığı Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden 4.00 üzerinden 4.00 ortalama ile mezun olan.Türkiye’ye dönüşünde Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde iki yıl öğretim üyeliği yapan. Doktorasını Cambridge Üniversitesi ve 'MIT Sloan School of Management’ta yapan. Yeni Zelanda’da yapılan uluslararası bir konferansta “En İyi Genç Araştırmacı” ödülünü alan"  Dr. Özgür Bolat konuya şöyle devam etti:


  İnsanları mutlu eden şeyler nelerdir? Kabul görmek ve onaylanmak değil mi? Mutlu olduğunu bildiğim iki   taraf var.Bir taraf dedem ve ninem diğer bir taraf da arkadaşım G. Dedem ve ninem              "Kişilik,ilişkiler,değerler,prensipler" odaklı yani "iç kaynaklı" yaşıyor; arkadaşım G.  "Başarı,statü,para,mevkii." odaklı yani "dış kaynaklı" yaşıyor sonuçta her iki tarafta mutlu.Yalnız: G. ilkokul 4. sınıfta zayıf not aldığı zaman babasının ona söylediği kırıcı bir kelime sebebi ile hırs yapıp bu mevkiye gelmiş ve getirilerinden mutlu;dedem ve ninem ise köyde muhabbeti sevilen,fikri sorulan ,kendilerine yetecek kadar geliri olan ve aranılan isimler olduğu için mutlular.Bir taraf başardığı oranda mutlu ,diğer taraf mutlu olduğu oranda başarılı.

Beklentiler farklı olsa da sonuçta her iki taraf da mutlu, fakat sağlıklı olan iç kaynaklı mutluluktur.İnsanlar iç huzura ermek ve hakiki mutluluğa erişmek için iç kaynaklı mutluluğa yönelmelidir.Bu yüzdendir ki her şeyi olmasına rağmen bir çok insan mutsuzdur.Özgür bey, arkadaşı G. için ve kendi için öz eleştiri yaptı:Uzun vadede dedesi ve ninesi gibi olmanın - iç kaynaklı yaşamanın- insanı hakiki mutluluğu getirdiğinden,arkadaşı G. 'nin  ve hatta kendisinin de dış kaynaklı yaşayarak şu anda bulunduğu başarıları elde ettiklerinden ama sağlıklı olanın iç kaynaklı başarı olduğu için ona doğru yol almak adına çaba harcadıklarından bahsetti.





Montessori Derneği başkanı Seda Aydın seminerdeki sunuma başlamadan önce montessori konusundan bahsedip "Çocuğunuz mutlu olduğu şeyi yapsın ,eğer çiçekçi olarak mutluysa çiçekçi olsun." demişti.Kendi adıma cevap vermem gerekirse ben de ne olmak istiyorsa onu olmayı başarabilmiş bir evladım olsun isterim çünkü sonuçlara ulaşmak için süreçlerden faydalanmak ve o süreçleri mutlu olarak tamamlayabilmek en büyük kazanım ama bunun yanından sürecin başlangıcından dış kaynağa odaklı yaşayıp zamanla kendini geliştirerek iç kaynağın önemini fark edebilen bireyler olabilmekte bir başarı..Şunu diyebilirim k; kızım ileride ne olursa olsun ya o işi severek yaptığı için başarılı olsun ya da hedefine ulaştığı için başarılı olsun ama bir şey yanlış gittiğinde "kendini farkında" bir birey olarak değiştirme alt yapısına sahip olabilsin.




Mutluluğu başarıya bağlamak insanları sürekli başarmak zorunda hissettirir.


Peki;başarmak ,herkesin imrendiği bir statüde olmak,çok para kazanmak mutluluk getirir mi?


Yapılan bir araştırmaya göre insanları mutlu eden şeyler ve işlevleri şu şekilde sıralanmış                               

  1. Seks                                Üreme                                
  2. Sosyalleşme                     ?????????????
  3. Dinlenme                          Hayatta Kalma
  4. Din/Meditasyon                Hayatta Kalma
  5. Yemek                             Hayatta Kalma                       
  6. Eksersiz                           Hayatta Kalma
  7. TV                                   Hayatta Kalma
  8. Yemek yapma                  Hayatta Kalma
  9. Sohbet                             ??????????????
  10. Çocuk                              Hayatta Kalma

Sosyalleşme ve sohbet etmenin en önemli işlevi insanda kabul görme duygusu yaratmasıdır.İnsan toplum içinde kabul gördüğünü ve onaylandığını düşünür, bu da onu rahatlatır.Dış kaynaklı yaşayan insanlar sürekli başkalarını mutlu etme için yaşarlar.Davranışlarının hepsi başkalarının vereceği tepkiye odaklıdır.Bu da hedefe ulaşırken onları sonuca kitlenmeye iter.Bir süre sonra sadece hedefe odaklanıp arada yaptıkları şeylerin önemini asla kavrayamaz hale gelirler.İçe odaklı insanlar ben, ben olduğum için kabul edilmeliyim diye düşünür bu sayede özgüvenleri gelişir.Çocuklarınızın özgüvenlerini geliştirmek istiyorsanız onlara hedef koymak yerine hedefine ulaşacağı yolda destek olalım!

Birinci olmayı beklemek dış kaynaklı ;elinden geleni yapmak iç kaynaklı mutluluktur.Çocuklarınıza her zaman elinden geleni yapması gerektiğini öğretin.

Örneğin: William J. Sidis  IQ seviyesi 250-300 arasında olan dünya yüzeyinde yaşayan gelmiş geçmiş en zeki insan kabul edilen kişidir.Kariyeri türlü başarılarla doludur.2 yaşında Latince'yi, 3 yaşında Yunanca'yı öğrenmiş, anatomi üzerine denemeler yazdığında 4 yaşındaymış ve 8 yaşına gelmeden önce İngilizce, Latince, Yunanca, Rusça, İbranice, Fransızca ve Almanca'yı öğrenmiş. İlkokul çağı geldiğinde ise Vindergood adıyla andığı bir de dil geliştirmiş. İlkokulu;1. sınıf 1 gün, 2. sınıf  birkaç gün, 3. sınıf 3 ay, 4. sınıfı bir hafta, 5.sınıf 15 hafta, 6 ve 7. sınıflar beş buçuk hafta gibi bir sürede bitirmiş.11 yaşında Harvard'a kabul edilmiş. Aynı sene Harvard'da profesörlere 4 boyutlu objeler hakkında ders vermeye başlamış,16 yaşında Harvard Hukuk Fakültesine geçmiş. 20 yaşına gelince de sosyalist/komünist eylemlere, mitinglere katıldığından hapse girmiş.46 yaşında bir otel odasında tek başına ve depresyondayken ölmüş, hayatında bıraktığı hiçbir icadı yokmuş..


Peki,başarının kabul görmesi için bir eser bırakmak mı gerekir ya da diğer başarılı insanları "başarılı " kılan nedir de William j. Sidis bunu yapamamıştır.Dünyanın en zeki insanıyken neden mutsuz şekilde ölmüştür.Çünkü başarılı kişiler yetenekleri doğrultusunda yönlenmiş ve bu yeteneği daha iyi hale getirmek için pratik yapan,bunu zorunlu olarak değil isteyerek yapan kişilerdir.Örneğin Tiger Woods daha iyisini yapmak için günde 2000 atış yapıyor,Orhan Pamuk bir günde sayfalar dolusu okuduğunu fakat ortalamaya vurulduğunda  0,75 sayfa yazdığını söylüyor peki bu kişileri başarılı yapan ne? Pratik!! Pratik yapmadaki sebat ise otokontrolden geliyor.



Pratik ile her şey elde edilebilir fakat genetik yatkınlık konusu başarıya hiç mi etki etmiyor? Özgür Bolat buna şöyle cevap verdi:

Tabi ki genetik yatkınlığın önemi var örneğin :Dünyada tüm 2.10 m civarı boyu olanlar NBA'de fakat NBA'de boyu çok daha kısa olanlar da oynuyor bunun sebebi boyu uzun olanlardan daha uzun tendonlara sahip oldukları için onlar kadar zıplayabilmeleri.



Peki hangi kişiler yetenekleri doğrultusunda hareket edip,hem mutlu olup hem de başarı elde edebilirler?

Cevabı net:OTOKONTROL

Çocuklarımızın otokontrol sahibi olup olmadığını anlamamıza yarayan bir deneyi izleyeceğiz bu deneyde 4 en küçüğü 4 yaşında olan çocukların önüne marshmellow konuyor ve onlara eğer beklerlerse bir tane daha yemeye hak kazanacakları söylenip odadan çıkılıyor,yalnız çocuklara bekleme süresinin 15 dakika olduğu söylenmiyor.Neler olduğunu hep birlikte izleyelim.


Araştırmaya göre sabredip bekleyenlerin diğerlerine göre daha başarılı oldukları kanıtlanmış.Çünkü otokontrolü olan insanlar yani o anki zevkinin daha iyi bir şey için erteleyebilen insanlar hayatta daha başarılı olmuşlar.Otokontrol aynı zaman insanları değiştirmeden kabul etmeyi becerebilme ve ona kendi düşüncelerimizi empoze etmemeyi getirir ki bu da hayatta başarılı olmaya giden ayrı bir yoldur.

Oto kontrolü geliştiren en önemli şeylerden biri KİTAP OKUMAKTIR.


İşte William J. Sidis 'in başarılı olmasını engelleyen en önemli şey, hızlı öğrenme gücü sayesinde sürekli yeni başka bir şey öğrenmeye odaklanması ve konsantrasyon elde edememesi ve neticesinde otokontrolünü kaybetmesiydi... 

Bunun yanında başarılı bir çocuk yetiştirmek için zemin hazırlanabilir mi? Bir çocuk için rol model olmak onu belirli bir konuda başarılı olmaya itebilir mi?



Bunu proje çocuk yetiştirmekten çok ayrı tutarak şöyle örneklemek:Bir aile çocuklarına satranç öğretmek istemiş ve onların satranç konusunda en iyi olmaları için daha onlar doğmadan ortam hazırlamaya başlamışlar.Kendileri satranç bilmedikleri halde uzun süre çalışıp satranç öğrenip kendilerini eğitmişler.Kızları doğduktan sonrada fırsat buldukları her boş zamanda satranç oynamışlar ve zamanla kızları satranca ilgi duymaya başlamış.Aile amacına ulaşma yolunda ilk adımı tamamlamış.Sonrasında da kızları dünyada ilklere imza atmışlar ve stranç konusunda önce kadınlar kategorisinde rekorlar kırmışlar ve sonra karma olarak da rekorlara imza atmışlar 


Burada olayın iki püf noktası var.Biri, çocuğunuza bir şeyi öğretmek istiyorsanız bunu onun yaşam biçimi olabilecek şekilde ayarlayın; ikincisi çocuklarınıza yaptırmak istediğiniz şeyleri kendinizde öğrenin ve yapın.



Buraya kadar olan kısmını özetlersek Başarı tek başına yeterli değil,başarıya elde etmede ki en önemli yol pratik yapmak,başardığımız şeyin bizi mutlu etmesi önemli ama bu mutluluk içsel mutluluk olduğu zaman sağlıklı bir şekilde yaşayabiliyoruz.Sürekli başkalarını mutlu etmek için yaşarsak sonunda kendimiz mutsuz oluyoruz.Başarıya ulaşmadaki en önemli faktörlerden biride otokontrol,eğer otokontrolü sağlarsak başarıya en güvenli şekilde ulaşıyoruz.Çocuğumuz başarılı olsun istiyorsak başaracağı konuda ona ortam sağlayıp rol model oluyoruz.


Peki biz çocuğumuzun başarılı olması için bunların yanında ona nasıl bir hayat sunmalıyız ona neleri öğretmeliyiz,nasıl davranmalıyız,başarıya giden yolda mutlu bireyler yetiştirmenin püf noktası nedir derseniz konu biz ebeveynler için yeni başlıyor.

Yarınki yazımda 


  • Yetenek
  • Övgü
  • Ödül
  • Rekabet
  • Ceza   

 konularına değineceğim.




















   Yazacak o kadar çok konu var ki nereden başlasam,nasıl yapsam,nasıl yetişsem bilemiyorum, blogger arkadaşlarım anlar beni taslakta bekleyen bir çok yazı var tam birini tamamlayıp yayına alayım diyordum twitter'dan sevgili Burcu whatsapp'dan yazdı "Merve akşamları Lina ile neler oynuyorsunuz?" 

   Akşam eve gelince kısıtlı zamanda etkin vakit geçirmek benim için çok önemli, Lina oldum olası geç yatan bir çocuk olduğu için biraz zamanımız oluyor yemek vs derken kalan zaman azalıyor bu sebepten ben onunla kalan vaktimin çoğunu onun istediği gibi geçirmek istiyorum "bundan dolayı genel kurallarımız dışında öyle "Şu saatte şu yapılacak!" gibi takıntılarım yok.Bol bol oyun oynuyoruz.

Ayrıca oyun oynamak deyip geçmeyin ebeveyn-çocuk arasındaki iletişimi kuvvetlendiren en önemli şey "oyun" .

  • El, kol, göz koordinasyonu açısından oyun çok önemli
  • Hareketli oyunlar çocukların kol ve bacak kaslarının gelişimlerini destekliyor.
  • Renk,şekil,boyut ve dokunma algıları oyun ile gelişiyor.
  • Oyunla içinde bulundukları durumları resmini çizebiliyor ya da canlandırabiliyorlar Bu sebepten çizim ve canlandırma psikolojide terapi yöntemi olarak kullanılıyor.
  • Oyunla aynı zamanda çocuğun yaratıcılığını arttırır.
  • Toplu oynanan oyunlarda çocuklar sınır belirleme,kural öğrenme,diğer kişilerle uyum içinde olma gibi duygularını pekiştirir.
  • Oyun sayesinde öz güven duyguları gelişir ve kendilerini yeterli hissetmeyi öğrenirler.

Peki biz akşamları neler yapıyoruz ?

Akşamları yapacağımız şeyleri Lina'nın belirlemesini seviyorum çünkü Lina aktivite için hazırlık yapmaktan ya da bir şeye bağlı kalmaktan hoşlanan bir çocuk değil.Mesela içinde çeşitli faaliyet eşyalarının olduğu aylık kutular ya da dergilerden hoşlanmıyor burada püf nokta anneliğin özünde olan şey "Çocuğunu tanımak!" bu sebeple ben de onun hoşlandığı şeyleri tercih ediyorum.

Bu aralar fazlası ile oynadığımız Manyetik Lego, bu oyuncak ile sıradan şeyler yapabileceğiniz gibi 3d olması sebebi ile çok değişik tasarımlara da imza atabilirsiniz.




    Lina resmen elinden bırakmıyor.Farklı bir çok şekle sokulma ihtimali olduğu içinde bıkmadan oynanacak bir oyuncak.Genelde oynarken benim sadece parçaları ona vermem konusunda destek olmamı istiyor ya da yaptıklarını bana gösterip ona yorum yapmamı.


    Biz bu oyuncağı Morhipo'dan aldık.Aldığımız bölüm ise morhipo.com 'un oyuncak bölümü.Morhipo ile beni fikirdenk.com buluşturdu  #fikirdenklerdeniyor projesi kapsamında yaptığımız alışverimiz Lina'nın elinden bırakmadığı bu oyuncağı ile tanıştırdı bizi,şimdi akşamları keyifle oynuyoruz.

Morhipo.com 'a gelince 
Türkiye’de ilk kez yeni sezon ürünleri ve çok avantajlı kampanyaları bir araya getiren morhipo.com, her zevke ve bütçeye uygun zengin ürün çeşitliliği, çok yüksek indirim oranları ve hızlı teslimat ayrıcalıklarıyla alışveriş dünyasında fark yaratıyor. Yeni Sezon bölümünde mağazalarla aynı zamanda binlerce sezon ürününü üyelerine sunan morhipo.com,  Özel İndirim Kulübü bölümünde ise her gün yüzde 90’a varan indirimler uygulayarak kaçırılmayacak kampanyaları üyeleriyle buluşturuyor.



Akşamları neler oynuyoruz konusu yarın da devam edecek...


Bir anne olarak beni en çok düşündüren,korkutan,hatta ve hatta deli eden konularında başında geliyor istismar.Daha önce güzel bir seminerde bu konuya bir çok anne olarak vakıf olmuş olayın psikolojik ve hukuksal boyutunu öğrenmiştik.Seminer notlarımı okuyup bu konuda bilinçlenmek isterseniz notlar burada 

Bunun yanında Online Anne Çocuk bu konuda bir kitapçık çıkardı olası bir istismar durumunda ne yapmamız gerektiğini anlatan bir aktivite kitabı..


UNUTMAYIN,BAŞIMIZA GELİNCE DEĞİL GELMEDEN ÖNLEM ALMALIYIZ!!

Aşağıdaki yazı onlineanne.com un istismar konusunda farkındalık yaratmak için çıkardığı aktivite kitabını anlatan bir ortak yayın metnidir.





Çocuk İstismarını Önleme Konusunda Çocuk Güvenliği Aktivite Kitapçığı

Çocuk istismarı her ülkede önlemler alınmasını gerektiren bir sorun olarak karşımızda. Bu konuda çalışan uzmanlar fiziksel istismarın çok daha yoğun olduğunu, çocuklarımızın yarısının fiziksel istismar yaşayarak büyüdüğünü, istismarın yanı sıra çok yaygın  bir ihmal konusunun olduğunu vurgulamaktalar. Her 3 kız çocuktan 1’inin cinsel istismara uğradığı ve bu verilere çocuk gelinlerin dahil edilmediği bir ülkemiz var. 




Buna karşılık Türkiye’de çocuk istismarının önlenmesine ilişkin sesler her geçen gün biraz daha artıyor. Bu sadece Türkiye’nin sorunu değil; yurt dışında da bu konuda farkındalığın artmasına yönelik çalışan pek çok organizasyon var. Bundan bir süre önce yurt dışında yaşayan iki Türk anne, çocuklarının devam ettiği devlet okulunun yönlendirmesi ile,  çocuklarının ve kendilerinin çocuk istismarını önleme konusunda bilgilendirilmesini içeren bir programa dahil oldular. Bu programın çok yararlı olduğunu düşündükleri için bu süreci detaylı olarak bloglarına taşıdılar. Ailelerin ve çocukların istismar konusunda bilmesi gerekenler konusunda çok aydınlatıcı buldukları bu programın gelir seviyesinden bağımsız Türkiye’deki her çocuğun da hakkı olduğunu düşünüyorlar. 



Türkiye’de böyle bir programın, en azından bahsedilen çocuk aktivitelerinin yararlı olacağını düşünen öğretmenlerden, annelerden, hatta kurumlardan kaynaklara ulaşmak isteyen mailler aldılar. Bahsettikleri programdaki tüm bilgiler İngilizce ve Almanca olduğu için de bu bilgileri ellerinden geldiği kadar Türkçe bir içerik altında toplamaya çalıştılar. Böylece çocuklar ve ebeveynler için çocuk istismarı hakkında çocuklarımıza öğretmemiz gerekenleri içeren Türkçe bilgilendirici aktivite kitabını herkesin kullanımına açtılar. 



Bu kitapçığın amacı, Türkiye’de büyük eksikliği bulunan bir alanda, bütçesi olan, geniş kapsamlı, devlet destekli, kurumsal bir proje ile somut adımlar atılana kadar, ebeveynlerin kendi çocukları için kullanabilecekleri bilgilendirici bir Türkçe konuşma malzemesi yaratmak. Kullandıkları referanslar kitapçığın en arkasında yer almakta. Bu kitapçığı buradan  indirebilirsiniz."Bu kitap nereden çıktı" konulu yazıların linklerini de aşağıda bulabilirsiniz. 



Bu iki anne ulaşabildikleri herkesten “Bu kitapçığı beğenirseniz yayın”, “Beğenmezseniz bize neden beğenmediğinizi bildirin” ricasında bulunuyorlar. Ayrıca benzer bir projeyi daha küçük bir yaş grubu için uygulamaya koyan Kırmızı Biber Derneği’ni de destekleme çağrısı yapmaktalar.



Bu kitapçığı  çocuğunuzun algısına, yaşına, ihtiyaçlarına uygun olarak, zamanı geldiğini düşündüğünüzde, ister tek tek sayfalar halinde; isterseniz bir seferde bir 15 dakikanızı ayırarak kullanabilirsiniz. Bu konuyu sadece cinsel taciz boyutunda değil, çocukların kendi haklarını ve hakları ellerinden alınırsa yapabileceklerini öğrenmesi olarak düşünmek mümkün. Ve bunu aileler de, öğretmenler de çocuklara öğretebilir. Elde olan bu kaynağı  kendi filtrelerinden geçirerek çocuklarının gelişim düzeyine ve ihtiyacına göre kullanmak ailelerin insiyatifine kalmış. Ulaşabildiğiniz aileleri de bu kaynaktan haberdar etme kararı da sizlere…

Yararlı görürseniz paylaşmanız, ama yararlı görmezseniz de “beğenmedik çünkü…” diye bir ses vermeniz dileğiyle…

Bu konudaki yazılar:


Çocuk İstismarı Konusunda Çocuklara Öğretilmesi Gerekenler 

Çocuk İstismarını Önleme Konusunda Yapabileceklerimiz 

OLA ile Onbeş Dakika: Çocuk İstismarı Güvenlik Aktiviteleri  

Çocuk Güvenliği Aktivite Kitabı hakkında sık sorulan sorular 




Zaman zaman hepimizin serzenişleri oluyor,hepimizin ayrı dertleri var.Kimiz çocuğumuzdan,eşimizden kimimiz ailemizden,arkadaşlarımızdan dertliyiz.Eşimizin eskisi gibi bize vakit ayırmadığından ya da çocuğumuzun çok hırçın ve söz dinlemez olduğundan yakınırız.Son zamanlarda hangi yakın dostumuzu aradığımızı hatırlamamıza rağmen sanalda dakikalarca vakit geçirir belki bu durumdan dolayı esas hayatımızdan vazgeçeriz

 Bunları farkında olmak ve harekete geçmek tabi ki önemli bunun yanında hayatının belirli bir kısmı elinden kaymış ,eşi ile arasında olan sıkıntının farkında bile olmadan sanal dünyada kendine mutluluk arayan ya da çocuğu ile birlikte oynamak yerine eline İpad'i tutuşturup onun oyuncakla oynamayıp İpad kullanmayı iyi bilmesini zeka belirteci sanan ve çocuğunu çizgi filmle susturan bir grup insanda var.

2012 yılında Amerika'nın Utah Valley Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre Facebook kullanma oranınızla mutsuz olma oranınız aynı doğrultuda,sebebine gelince:Kişiler kendilerinden daha iyi imkanlara sahip olan ve çok daha fazla mutlu kişileri gördükçe kendilerini daha fazla çıkmazda ve neden mutlu olmadıklarını sorgular halde buluyorlar.

Sanal dünyanın bunun yanında hepimize bir çok olumlu etkileri de mevcut.Sanal dünyada; tanışıp iş kuran,yuva kuran,birlikte yol arkadaşı olan bazı kişileri tanıdıkça daha fazla ortama girip daha da fazla insan tanıyan, bilmediği bir çok şeyi bilenine sorma fırsatı yakalayan,yeri geldiğinde yalnız olmadığını hisseden ya da yeri geldiğinde tartışan,kitleselleşen hatta yeri geldiğinde ihtiyacı olana yardım eden ,hastasına ilik bulan,toplanıp dizi seyreden vb bunlar gibi saymakla bitmeyecek konuda kazanım elde etmiş kişiler var.

Peki siz,siz hangisisiniz? Ya da sanal alem ne kadar içinizde ?

Ne zaman uyurken eşinize sımsıkı sarıldınız.Ne zaman yatarken son yaptığınız şey cep telefonunuza bildirim gelip gelmediğini kontrol etmemek oldu?

Sevdiklerinizle bir yere gittiğinizde ne zaman tam anlamıyla yaptığınız şeye konsantre oldunuz?

Yaptığınız arkadaş sohbetlerinde ne zaman elinize hiç telefon almadan biriyle yazışmadan,bir şey paylaşmadan vakit geçirdiğiniz oldu?

Eşinizle ya da sevdiğinizle ne zaman aklınızda paylaşayım duygusu geçmeden vakit geçirdiniz?

Çocuğunuz ne zaman yaşadığı anın tadını çıkararak eline herhangi bir sosyal medya aracı almadan keyifli vakit geçirdi?

Ne zaman kadın kadına sadece muhabbet ederek oturdunuz ve elinize telefon almadınız?

Arkadaşlarınızla toplu halde dışarı çıktığınızda elinize hiç sosyal medya aracı almadığınız,paylaşım yapmadığınız sadece anı yaşadığınız bir an oldu mu?

Gittiğiniz tiyatro,konser,sinema gibi yerlerde check-in yapmada, paylaşım yapmadan sadece sahneye konsantre olmayalı ne kadar oldu?

Hayatımıza değer katan insanların en özel günlerinde gözlerinin içine bakıp mutluluklarını paylaşmaktansa kayıt altına alıp fotoğraf çekme uğruna ne kadar çok önemli anı  heba ettiniz?

Ve eşinizle paylaşacağınız en özel anlarınızda bile o size sarılıp sizi özlediğini ifade ederken siz ne zaman elinizden telefonu bıraktınız?



Eğer bunlardan bir ya da bir kaçına "Evet!" diyorsanız kendinizi görmek için "Yok ya ben o kadar da değilim." diyorsanız "Emin misiniz?" sorusunun cevabı için gerçekten bunu yapmıyorsanız yapanların dışarıdan nasıl gözüktüğüne bir kez daha şahit olmak için bu videoyu seyredin!




Evet belki bu devirde sosyal medya araçlarını kullanmak bir gereklilik gibi gözüküyor hele ki kurum,oluşum,tanınmış kişi,bloggersanız hatta sade vatandaşsanız bile bu zorunlu hale gelebiliyor ama bu hayatımızda bizim için çok değerli olan zamanın akıp gitmesine seyirci kalırken kaybettiklerimizi yerine getirebilir mi?

Televizyon çıktığında derdik ya "Muhabbet öldü!" elektrikler kesilince bunu daha iyi anlıyoruz diye.Şimdi tam tersi cep telefonlarımız evde kalınca bunalıma giriyoruz.Bize kalan zamanın farkında bile değiliz.Kaçımız çocuğumuzdan zaman çalmıyoruz ya da o uyurken bunları yapıyorsak eşlerimizden zaman çalıyor olmuyor muyuz?Sanal alemde geçirdiğimiz vaktin yüzde kaçını kendimiz için ayırıyoruz?

Pek tabi ki bu bir gereklilik,yaşamımızda her konuda olduğu gibi bu konuda da sınırları bilip ona göre davranmak gerekir.Sonra kimse öfke dolu bir toplum olduk,boşanmalar arttı,çocuğum benimle konuşmuyor,birbirimizi anlamıyoruz,sürekli bir yarış halindeyiz,kimse kimseyi çekemiyor,herkes anlayışsız demesin.

Sanal dünya dozunda olduğu sürece insanı rahatlatan ve çok farklı dostluklar elde edilebilecek bir yer ama ne olur bu videodaki gibi bir hal almayalım!



Not:Videoyu paylaşan sevgili ağabeyime bazı şeyleri bilmeme rağmen daha çok farkında olmamı sağladığı için teşekkür ediyorum.





Sevgili Serap'ı Aylin vasıtası ile tanımıştım üzerinde pudra pembesi bir etek ve pudra pembesi bir hırka vardı.İçimden ay ne tatlı bir kadın masaldan fırlamış gibi diye geçirmiştim.Sonra sıcacık konuşması ,insanda sanki yıllar öncesinden tanıyormuş hissi veren sahici samimiyeti ve güler yüzü ile sürekli görüşmek istediğim bir kişi haline geldi.


Zamanla birbirimizin sıkı takipçisi olduk.Hatta bir kaç buluşmada görüşecektik ama kısmet bunaymış..


26.Ekim 'de buluştuk Lina evden çıkarken bayağı problem çıkardı,ilk defa metrobüs yolculuğu ile böyle uzak bir yere gittik ama değdi..Serap her zamanki sıcak gülümsemesi ile beni kapıda karşıladı.Sonrasında bizim kızların yanına geçtim..


La Vie En Rose çok şeker bir mekan zaten resimlerden de göreceğiniz sevimli dekoru insanı hemen içine alıyor..Romantizm yaşamak isteyen çiftler için harika bir mekan hatta sitesine girince bile insanın içi açılıyor.Sağvolsunlar bizlere bir çok ikram hazırlamışlar hepsi birbirinden lezizdi.Bu mekanda bulunmamıza vesile olan Mekanist'e de sonsuz teşekkürler 




Normalde insanlar bu tarz etkinliklere aman gideyim, yiyip içeyim,varsa hediyelerimi alayım ,sonrada iki satır yazı yazarım olur gözüyle bakıyor ama bendeki mantığı asla bu değil.Öncelikle etkinliği Serap'ın düzenlemesi başlıca gitme sebebim bunun yanında "anne blogger" çevresinin dışında aynı zamanda anne olan ve başka şekilde blog yazan arkadaşlarımız ile de tanışmak.

Bu amaçla gelmiş olmamdan da sebep diğer masadaki blogger ile de tanıştım.Hepsi alanlarında kendilerini yetiştirmiş bloggerlar söylemeden edemeyeceğim bu make up,lifestyle ve moda bloggerlarının her daim bakımlı olmalarına çok imreniyorum :)


Etkinlik çocuklara düzenlenmiş bir etkinlik değildi ama ortamın sakinliği çocuklarımızın da rahatça oynamasına vesile oldu..




Bu da Sosyal Anneler olarak (bir eksikle) bizim resmimiz 




Gün sonunda etkinlik bitmesine rağmen masalarımızdan kalkamadık hatta koyu muhabbetlere kahve falları eşlik etti..



Kendi adıma söyleyeyim çok keyifli bir gün geçirdim yeni tanıdığım arkadaşlara ve sevgili Serap'a tekrar teşekkürler.

Etkinlik sonunda Serap'ın bizler için hazırladığı güzel hediyelerimizi alıp damağımızda o günkü hoş sohbetin tadı evlerimizin yolunu tuttuk.



Hediyeleri desteği için Lila KutuMarrakesh,  AvonNiveaFonex KozmetikArweyTanaçan Kozmetik'e teşekkür ederim. 


MARI themes

Blogger tarafından desteklenmektedir.