Bera erken doğmasına rağmen rutinleri çabuk oturan ve sakin bir bebekti. Nadiren ağlar gibi oluyor ama ağlamıyordu. Zaten ağlamasını gerektiren bir şey de olmuyordu. Biz yenidoğan sünneti yaptırmayı tercih etmiştik Bera ilk defa o zaman ağlamaya başlamıştı. 17 dakika süren işlemin belki 20 saniyesi ağladı ama bir damla bile gözyaşı akıtmadı.

Bebeklerin 0-3 ay arasında göz yaşlarının akmadığını biliyordum bu sebepten gözyaşı akmadı diye endişe etmedim ama gözünden gözyaşı akar gibi gözleri dolu dolu oluyor sonra çapak gibi kuru kuru kirpik diplerine yapışan bir sıvı geliyordu.

İlk zamanlar soğuk havada başı üşüdü herhalde diye düşündüm. Fakat zamanla baktım ki durum çok daha farklı. Gözlemlerime bakacak olursak durum şöyle oluyordu.

  • Gözünün içinde sıvı oluyor ama taşmıyor.
  • Kısa bir zaman sonra bu sıvı çapak gibi göz ucuna doğru kayıyor.
  • Göz ucuna kayan sıvı iltihap gibi bir hal alıyor.
  • Sonra göz ucunda ve kirpik diplerinde bulunan bu sıvı kuruyor.
  • Gözlerini açmakta zorlanıyor ve göz kapakları yapışıyordu.

Bu gibi durumlarda çay pansumanının sanılanın aksine gözün mikrop kapmasına sebep olduğunu bildiğim için gözleri böyle olduğunda Bera'yı duşa sokuyor,  gözlerini ılık su ile yıkıyordum.



Artık bir göz doktoru ziyareti gerekliydi.


Göz doktoruna gittiğimizde doktor semptomları dinledi ve bir aletle muayene etti. Daha sonrada "Bebeğkte gözyaşı kanalı tıkkanıklığı var bu sebepten günde 3 set masaj yapacaksınız." dedi.

Günde 3 set 33 kez yapıp 100 e tamalayacaktık. Her gün düzenli bir şekilde masaj yaptım. Sabah öğle akşam olmak üzere 33 er kez masaj yaptım ve kısa süre sonra ilk göz yaşları inmeye başladı yanaklarından. Masaj ise işaret parmağınız ile göz pınarına bastırıp olduğunuz yerde parmağınızı kaldırmadan dairesel hareketler yapıyorsunuz



İnsan bebeğinin gözünden yaş gelince de sevinebilirmiş meğer.

Evet, bebeklerin göz yaşı belirli bir süre akmayabilir yalnız bu dönemde göz yaşı akıyor mu yoksa göz içinde birikme mi yapıyor buna dikkat etmek 


Bitkisel kozmetik alanında çalışmalar yürüten ve sunduğu ürünleriyle cildinize onarım kazandıran marka, yaşlanma karşıtı özelliğine sahip Yvesrocher cilt bakım ürünleri ile karşınıza çıkıyor. Özellikle Elixir serinin öne çıkan yeni gençlik iksiri, cildiniz üzerinde kapsamlı bir koruma yaratıyor. Bitkilerin etkileyici gücünden ilham alınarak tasarlanmış olan gençlik serumu ile siz de yüzünüze tazelik ve yenilik getirebilirsiniz.

Elixir Detoks Etkili Gençlik Serumunda Avantajlı Kampanya

Doğaya saygılı cilt bakım ürünleri imal eden Yves Rocher'de 28 Ekim 30 Kasım tarihleri arası Elixir serisinin mucizevî gençlik serumu kampanya kapsamında satışa sunuluyor. Cilt yüzeyinden daha derinlere inerek temizleme ve onarma sağlayan ürün, vücudun ihtiyacı olmayan toksinleri ve zarar oluşturan maddelerin vücuttan uzaklaştırıyor.
Madagaskar ülkesinde yetişen Afloya bitkisinin özlerinden elde edilen gençlik iksiri, yüzünüzün daha net ve pürüzsüz görünmesini amaçlıyor. Ultra konsantre özellikli olan ürünün cilt derisinin altında ise oksitlenmeye ve korunan hücrelerin nefes almasına yardımcı etkileri bulunuyor. Yvesrocher cilt bakım ürünleri içerisinde yer alan gençlik iksiri ile çevrenin olumsuz etkilerine karşı cildinizi koruma altına alabilirsiniz.

Elixir Gençlik Serumunun Yenilenen İçeriği ve Kullanımı

Cildinizde onarım sağlayan Elixir gençlik iksiri, yenilen içeriği ile daha etkileyici bir koruma özelliği gösteriyor. Cilt üzerinde yaşlanmayı artıran ve hızlandıran etkenlerle savaşan serumda %94 oranında bitkisel öze yer veriliyor. Ürünün yeni içeriği; ultra akışkan, hafif-şeffaf doku ve hafiflik hissi veren bir kıvamla karşınıza çıkıyor.

Yaklaşık 1 ay civarında etkisini gösteren gençlik serumu kullanan kadınların %76'sını tatmin etmeyi başarıyor. Cildin onarım mekanizmalarını uyaran ve derinlemesine koruma sağlayan ürün, içeriğinin bitkisel özleri sayesinde 8 ayrı patent almaya da hak kazanıyor. Yves rocher cilt bakım ürünleri arasından öne çıkan serumun içeriğinde silikon, paraben ve mineral yağlar kullanılmıyor. Ürünün kullanımı ise genellikle sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez uygulanıyor. Cildinizi daha sağlıklı ve canlı hale getirebilmek adına Elix'in gençlik iksirini deneyebilirsiniz. https://www.youtube.com/watch?v=1Bmbz1B1gzo adresi üzerinden de ürün hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.


Selam blog, bana küstün mü bilmem ama uzun zamandır seni ihmal ettiğimi farkındayım. Yapmak istediğim o kadar çok şey var ki hangisinden başlayacağım, hangisine yetişeceğim bilmiyorum. Aslında tam da bir fotoğraf seçip, instagrama koyacaktım bu iletiyi ama sonra "Neden bloga yazmıyorum?" dedim kendi kendime ve vaziyetim bu...

Kafamda sürekli planlar uçuşuyor benim. Bu kötü bir şey değil tabi ki, üretiyor olmak, bunun üzerine düşünmek falan... Yalnız birçok şeyi isteyip hiçbir şey yapamamak da sinir bozucu.

Mesela bloga instagrama sardığımdan beri bayağı az yazı girdim. Taa Bera ek gıdaya başlayacağı zamandan başlayarak taslağa attığım 282739292 tane yazı başlığının altını doldurmak lazım. Öyle kıymetli ki benim için blog yazıyor olmak, o yüzden vicdanen yük oluyor yazmak isteyip de yazmamak.



Not ettiğim birçok konu hakkında You Tube kanalıma video çekmek istiyorum. Ben bu işte geç kaldıkça aklıma gelen konular başkası tarafından video haline gelmiş oluyor bile. Bunun için bazı programlar edindim, onların kullanma kılavuzunu falan kurcaladım. Ayrıca video çekmek için gerekli ekipmanı satın almak için doğru ürün seçmek adına forumlarda birçok topic okudum. Öyle iğreti iş yapmayı sevmediğim için de iş uzadıkça uzuyor tabi ki. Tipik mükemmelliyetçi Merve.





Kasnaklar aldım boy boy geçen gün. İplikler, iğneler falan vardı zaten. Hele o minik olan kasnaklar, nasıl sevimli. Bazen pinterest'de çarpı işi fotoğraflarına bakarken buluyorum kendimi. Allah'ım öyle güzeller ki hepsini yapmak istiyorum. Bir de moda oldu ya eski tığ işlerini, güpürleri, dantelleri kasnağa geçirip duvara dekor yapmak. Hepsini ama hepsini yapmak istiyorum.







Duvar demişken bizim köşe koltuğun uzun kenarının dayandığı duvara çerçevelerle aile fotoğraflarımızı koymayı hatta aralarına objeler katmayı istiyorum mesela. Öyle tatlı olacak ki. Sürekli kafamda fotoğrafları, objeleri yerleştiriyorum. Hatta bir pano bile oluşturdum pinterestte

Bir de dikiş dikmek istiyorum. Pelerine taktım bu ara. Kolların çıkacağı kısma biyeli kol yeri açmak için nasıl bir yol izleniyor diye video seyrediyorum günlerdir. Ayrıca Lina'ya da elbise dikmek istiyorum taaa o minicikken aldığım kumaşlarla. 

Kavanozlar boyamak istiyorum mesela içine krem rengi mumlar koyacağım. Böyle dantel desenli cam kavanozlar yapmak istiyorum. Gece kitap okurken yansınlar istiyorum ışıl ışıl. 


İş kurma planım var 2 senedir alt yapısını hazırladığım. Kosgeb'e bir başvursam gerisi gelecek de bir şey tutuyor işte beni. Sürekli araştırıyorum icraat yok maalesef. Belki vardır bir hayır diyorum
o da kenarda bekliyor doğru zamanını. Hayırlısı diyorum, akışına bırakıyorum.


Çocuklara yeni ranza yapılacak diye dikmem gereken nevresim takımları var. Onlara kumaş bakıyorum günlerdir. Sıradan bir şey olsun istemiyorum çünkü sıradan bir ranza olmayacak. Bakıp bakıp duruyorum pinterst'de o tatlı odalara. Çoğu da showroom olduğu için öyle durmayacağını biliyorum ama yine de elimden geldiği kadar inceleyip güzel bir oda hazırlayayım istiyorum çocuklarıma. 

Bir de fotoğraf düzenlemeyi öğrenmek istiyorum daha profesyonel fotoğraf paylaşmak, bloğuma daha güzel fotoğraf koymak için photoshop öğrenmeye çalışıyorum bir yandan. Kursuna gideceğim yakın zamanda. 

Çocuklarla daha güzel vakit geçirmek istiyorum bir de. Onların sevdiği şeyleri yapmak hoşuma gidiyor. Gün içinde bolca eğleniyoruz. Artık Bera'da büyüdü. Aktivite işlerine, duyusal oyunlara merakı var. Onlara haftanın bir günü "duyusal oyun günü" yapayım istiyorum. Uzun zamandır araştırıyorum o yaş grubuna neler yapabilirim diye. Yaptım kendime ufak bir arşiv. Yakında düzene sokmak istiyorum bu işi. 

Zayıflamak istiyorum bir de. Ama öyle saçma sapan diyetlerle değil. Çöplük gibi yeme huyumu bırakmak istiyorum. Sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmek amacım, bunun yanına kilo vermek de eklenirse kendiliğinden, ne de güzel olur. 

Eşimle ayda bir sinema günü, ayda bir gün de akşam kahve içme seansı yapma işini rutine sokmayı istiyorum. Çocuklarla sıkça çıksak da dışarı "Çocuklarla ilgili konuşmayacağız!" diye anlaştığımız anne-baba geceleri bir düzene girsin istiyorum. Mesela her ayın ilk çarşambası sinema günü, her ayın son cuma akşamı kahve akşamı gibi. 

Her ay başında kendimde tamir etmek istediğim bir şey ile ilgili söz vermeyi ve her ay sonunda durum bildirimi yapmak istiyorum kendi kendime. 



     Kitap okumak en sevdiğim şeylerden biri ve artık sığmaz oldular çekmecelere. Güzel bir kitaplığım olsun istiyorum. Yer dar ama ben o dar yere efektif kullanılacak neler yaptırabiliriz diye araştırma yapıyorum 3-4 haftadır.


    Manevi şeyleri de düzene sokmak istiyorum. Aksayan namazlarım zaman zaman unuttuğum Kuran okuma işini de düzene sokmak istiyorum artık. İbadet etmek zihnimi sıfırlıyor benim. Ruhani olarak rahatlıyorum. Bazen yapmadığımda vicdani bir yük biniyor omzuma, o yükler eksilsin istiyorum. 

   İstanbul'da ki tüm tematik parkları görmek istiyorum mesela. Ailece oralara gidip bol bol fotoğraf çekmek istiyorum ve tabi ki oraları bloga yazmak. 





Fotoğraf demişken; elimdeki canon 600d' nin hakkını vermek istiyorum. Forumlarda okuyorum sürekli. Ama o an okuduğunu denemek lazım diye gündüzleri de makinem ile foto-safariye çıkmak istiyorum.


Bir de müzeleri gezmek istiyorum çocuklarla. Lina anlayacak yaşa geldi Bera'ya da göz aşinalığı olur fena mı? Bol bol gezip görmek istiyorum daha %10'unu bile görmediğim memleketimi. 


Yaklaşık 3 yıldır araştırmasını yaptığım kitabıma başlamak istiyorum ama sanırım onun daha sırası var. Biliyorum bir gün gelecek ve takır takır dökülecek kelimeler beyaz sayfaya. 

Bir de bir vakfa gönüllü çalışan olmak istiyorum. Bir sosyal sorumluluk projesinde çalışmak mesela. Topluma faydalı olmak ve iyiliğe vesile olmak. 




Ya işte böyle, her şeyi isteyip araştırmaktan yapma safhasına geçemiyorum. Nasıl olur bilmem ama imkan ve yapılabilirlik çerçevesinde düzene sokup bir yerden başlamak lazım onu biliyorum. Ben en iyisi gidip evin işini gücünü yapıp yatayım. Yoksa yine bir şeyin nasıl yapıldığına kafayı takıp sabahı 4 edeceğim.





Mantar en çok sevdiğim şeylerden biri. Her halini yerim mantarın. Genelde tavukla sote yaparım ama bu sefer çorbasını yapayım dedim. Enfes oldu. O zaman sözü fazla uzatmadan başlayayım ben kremalı mantar çorbası tarifine.





Malzemeler:

Yarım kilo mantar
1 adet orta boy kuru soğan
1 diş sarımsak
4 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı ayçiçek yağı
1 paket krema
6 bardak su
1 tutam tuz
1 tutam karabiber



Yapılışı:

Soğanı küçük küçük doğrayıp 2 yemek kaşığı ayçiçek yağında pembeleştirelim.
İçine bir diş sarımsağı da doğrayalım.
Mantarların kabuklarını soyalım, yıkayıp minik minik keselim.
Kestiğimiz mantarları soğan ve sarımsağa ekleyelim.
Mantarlar suyunu salıp çekene kadar pişirelim.
Daha sonra 2 yemek kaşığı unu mantarlara ekleyip, unun kokusu çıkana kadar kavuralım.
Sonra üzerine 6 bardak su ekleyelim.
Su kaynadığında kremayı ayrı bir yere sıcak suyu azar azar ekleyip ısıtalım ve mantarlı suya katalım.
Bir yadan tereyağ ile 2 yemek kaşığı unu kavuralım.
Kavurduğumuz una bir kepçe çorba ekleyip seyreltelim ve bu karışımı da çorbaya katalım.
Bir miktar kaynatalım.
Tuzunu ve karabiberini katıp biraz daha kaynatalım.
Çorbamız hazır.

Afiyet Olsun

MARI themes

Blogger tarafından desteklenmektedir.