Peki ben hazır mıyım?

    Birgün bu cümleleri yazabileceğim hiç aklıma gelmezdi çünkü imkansızlıklarla başladı bizim buluşmamız.Lina doğduğunda daha aızıcık emzirmeden nefes alamama problemi yaşadı ve 11 gün yoğun bakımda kaldı.O zamanlar yazmıştım yaşadığım  yoğun bakım sürecini sonrasında sana geç kavuşmanın verdiği acemilikle yaşadıklarım vardı,emememen ve benim yaşadığım türlü sıkıntılar onlarda ayrı bir yazıya konu olmuştu.Derken ben 1 yıl boyunca göğüs kalkanı taktım ve sen meme emmeye alıştın.

  Her anne ister bu duyuguyu yaşamayı,evladını besleme iç güdüsü ile daha kendine gelemeden yapmak istediği,hatta doğuma girerken bile kendini koşulladığı bir duygudur emzirmek.İlk dönemler sütüm yetmediği için yaşadığımız sarılık sıkıntısından sonra ne kadar mama takviyesi yapsakta istediğim tek şey seni iki yaşına kadar emzirmekti..




  


         İki yaşına 1 hafta kaldı benim aldığım bir kararla sadece akşamları yatarken emiyorsun ama "Anneciğim,bak sen artık abla oldun dediğimde,biraccıç veeeyy anne biraccıç veyyy." demen beni benden alıyor,dayanamayıp arada veriyorum.Aslında,ne kadar nasıl keseceğim düşüncesi kafamı kurcalasada,memeye hiçbir zaman delicesine bağlı olmaman,genelde başın sıkıştığı zaman meme emmek istemen,doymak değilde rahatlama aracı olarak kullanman bu süreci zorlanmadan atlatabileceğimizi düşündürüyor bana.Biz seninle geçiş evrelerinde hiç zorlanmadık zaten.Sanırım biraz huzursuz geçecek ama hazırsın sen "büyük abla" olmaya.

   Peki ya ben,ya ben hazırmıyım o aramızdaki bize özel olan yegane bağı bırakmaya...Sanki ellerimden kayıyor,gidiyor gibi hissetmem anormal mi acaba? Düşünüyorumda,aramızda sadece ikimize ait olan sadece ve sadece bizim kalan şey olmayacak artık...Çünkü seni herkes öpebiliyor,herkes sarılıyor,herkes seviyor ama herkes bunu yapamıyor...

Bu özel olayı senin zihninde hep özel kalması için elimden geleni yapacağım,ilaç krem,bant,boya,acı,ekşi vs hiç birşey araya katmadan büyümenin bir getirisi olduğunu sana güzellikle anlacağım ama ben kendimi buna nasıl hazırlyacağım...İşte o noktada kitleniyorum....

Ve aklıma geldi de keşke insan duygularını hapsedecek bir mekanizma bulunsa,arada taksak istediğimiz duyguyu seçsek ve onu hissetsek... Hatta adını bile koydum "duygumatik"...Nasıl ama...?