O ÖZEL BİR ÇOCUK BEN ÖZEL BİR ANNEYİM...

Gözleri devamlı bendeydi.Bizim iş yerine başladığında oda benim dikkatimi çekmişti.Ne yalan söyleyeyim bende onun bakışlarını işten çıkışını takip ederdim.Farklı departmanlarda olduğumuz için hakkında bilgi sahibi değildim ama içim içimi yiyordu.

Derken bizim şirketin yaza merhaba partisi oldu.Acaba oda gelecek miydi?.Parti gününe öyle heyecanla hazırlandım ki anlatamam.Belki gelir umudu ile giydim giydim çıkardım.Acaba nasıl bir giyim tarzından hoşlanıyordu.Klasik mi severdi,maskülen mi? Spor mu olmalıydım acaba? Sonunda her kadının kurtarıcısı siyah önü kapalı diz üstü sırt dekolteli elbisemi giydim.

Bizim kızlarla buluştuk,parti teknedeydi.İşte oradaydı.!! Kendi departmanındaki kişilerle muhabbet ediyordu.Beni gördü,göz ucuyla baktı ve o an sanki eridim.Gece süper geçiyordu.İlk defa içmiştim,heyecandan ne yapacağımı bilmez şekilde ne bulursam içmiştim .Gece boyunca o bana ben ona bakmaktan başka bir şey yapamamıştık.Sonunda ayağa kalktı,bana doğru yürüdü ve "Merhaba" tanışalım." dedi.

Böyle tutkuyla başlamıştı işte her şey.Çok sevdim onu,o da beni.Nişan,evlilik hazırlığı sadece altı ay sürdü her şey ama her şey yolundaydı.Sanki rüya gibiydi olanlar.Birlikte film seyrediyor,hafta sonları kahvaltıya dışarı gidiyor,gezmeyi birlikte vakit geçirmeyi öyle seviyorduk ki.Zaman hızla akmıştı bir eksikliğimiz olduğunu fark etmemiz tamda 4. evlilik yıl dönümümüzde olmuştu.Bir şeyler eksikti ve biz hiç konuşmadan sadece bakışarak anlattık bunu birbirimize.Bir çocuğumuz olsaydı güzel olmaz mıydı?

Deniyorduk ama bir şeyler ters gidiyordu.Zamanla bunu kendi başımıza aşamayacağımız anladık.Doktora gittik.Teşhis sebepsiz infertilite.Bunun peşinden gelen iki başarısız aşılama ve bir başarısız tüp bebek denemesi.Her gün yapılan iğneler,yürüyemeyecek kadar acıyan kalçalarla eşimin kolunda yaptığım yürüyüşlerim.Binlerce kez yapılan ve çöpe atılan gebelik testleri.O zaman ki hayal kırıklıklarımı yaşadığım onca bitkinliği anlatamam.Eşim olmasaydı her gün kendime yaptığım iğnelerden,yumurta toplama korkusundan ve aldığımız her olumsuz sonuçtaki yılgınlığımdan asla kurtulamazdım.O bana bir hediyeydi sanki.

Derken bir mucize oldu.Bir hafta gecikmem olmuştu."Yok canım!?" diyordum.Olmaz öyle bir şey.Yani yıllar geçmiş üzerinden, 10 yıllık evliyiz.Iıı ıhh olamaz!?.Derken bir umut ya hastaneye koşuyorum."Sonuç en erken 2 saat sonra çıkar." diyorlar.Nasıl bekleyeceğim ,nasıl geçecek zaman.? Sanki 6 yıldır çocuk hasretiyle bekleyen ben değilmişim gibi titriyorum.

Sonuçlarınız Bayan....Güm!! Güm!!! Güm!! Kalbimin sesini herkes duyuyor mudur acaba? Zarfı elim titreyerek alıyorum,açıyorum veeeee sonucum pozitif.Hemen eşimi arıyorum."Akşam eve erken gelmelisin." diyorum."Neden hayatım bugün çok işim var." diyor.Sana verecek çok önemli bir haberim var diyorum ve ağzımdan kaçıyor.Sonunda diyorum sonunda HAMİLEYİM!!!!!

Harika bir hamilelik geçiriyorum,ne mide bulantısı ne fazla uyku hali.Ta ki 12 haftaya kadar.Doktorumuz muayene ederken hep konuşan,bize bebeğimizi anlatan bir doktor ama o gün hiç konuşmuyor.E diyorum ikili test yapıyor dikkat gerektiren bir şey.Ama yok!! Başka bir şeyler var.İçeri bölüme geçiyor, "Konuşalım" diyor.

Doktorumuz "Bakın,çocuğunuzu ne zor şartlar altında elde ettiğinizi biliyorum,o sizin hayata tutunma sebebiniz bunu da farkındayım ama galiba bir sorun var,yani galiba değil var.Çocuğunuzun ense kalınlığı 6,5 mm bu onun bir çok zihinsel bozuklukla doğabileceği anlamına gelebilir yalnız kan testinin sonucunu bekleyeceğiz.Ama ümit vermek istemem sonucun farklı çıkacağını sanmıyorum.Bunu erken dönemde anlamak için isterseniz aminosentezi beklemeden yapılacak bir test var onu yaptıralım.Hep çocuğun yaşamını sonlandırmak gibi bir düşünceniz olursa bunun için gecikmemiş oluruz." dedi

O an tüm konuşmalar sanki su dolu bir kabın içinde yayılıyor dalga dalga açılıyor ve bana öyle ulaşıyordu.Duymuyordum.!Duyamıyordum.! Anlayamıyordum.! Allah'ım olmasın,olmasın ne olur olmasın,ben şimdi ne yapacağım diye sayıklarken o tuhaf ses titreşimi dalgalanmaya devam ediyordu.Koorrryooniikkk Villuusss Bioooppissiiisiiiiii.....Bu kelime başımda yankılanıyordu ..Koryonikkkk Villuusss Biopssiiiiiiii.....

Yeter dedim birden.YETER!!! Hiç bir şey yaptırmayacağım.O benim bebeğim ne şekilde olursa olsun bu gibi riskleri olup sağlıklı doğan bebekler var bu işlemlerin düşük riski mevcut
biliyorum,okuyorum.Yaptırmayacağım.ASLA!!!

Allah aşkına nasıl yapardım.Yapılan işlemin riskleri vardı, ya sağlıklı doğarsa ya bir şeyi yoksa sırf bu şüphe yüzünden onu kaybedebilir miydim? Doktorumuz "Biopsi için çok zamanımız yok,yoksa işimiz amniosenteze kalır buda geç olabilir." demişti.  İlk gece yaptırmayacağım diye içimden geçirirken ikinci gece yaptırsam mı? Ya varsa? Ya ona bakamazsam? Ya ben ölürsem ona kim bakar? diye düşünürken,attım şeytanları kafamdan.Sağlıklı bir çocuğum olup sonradan bir vesile ile bunu yaşasa onu çöpe mi atacaktım.ONUN YAŞAMAYA HAKKI vardı.

Testi yaptırmadık,bin bir endişe ile geçen zaman bende ne alışveriş yapma telaşı nede hevesi bırakmıştı.Eşim kararıma karşı çıkmış o günden sonrada içine kapanmıştı.Asla eskisi gibi olamayacağımızı nereden bilebilirdim.

Mutlu gün gelmişti.Sancılarım başladı hastaneye koştuk.Kuzum biraz erken doğru ama sorunsuz bir doğumdu.Onun içimden çıktığı an yaşadığım o rahatlama,sırtımdan boşanan terler bir aydınlıkla bana doğru gelen minik bir beden.Havlunun içinde minik bir yürek,iki kömür göz.Doktorumuzun çocuğu kesin aldır tavrından fazlaca bunaldığım için doğum için kendime farklı bir hastane ayarlamıştım.Hemşireler ilk bakışta bir sıkıntı olup olmadığını anlayabiliyorlar mı bilmiyorum ama o an kucağıma verilen şey dünyanın en güzel yüzlü şeyiydi.Sarıldım,kokladım.Kokusunu taaaa içime çektim ..Ne olursa olsun nasıl olursa olsun o benim içimden çıkan,canımdan kopan bir parçaydı.

Sonra önce kolay ama sonra zorlu bir süreç başladı bizim için,neden bizi buldu dediğim ağladığım kendimi perişan ve yanlış başına hissettiğim onca zamandan sonra anladım ki bunu yaşayan ve üstesinden gelen bir çok insan var.Bazı şeyler olunca sadece senin başına gelir zannediyorsun ama başkalarında olduğunu bilmek üzücü olduğu kadar bir o kadar da güç verici.

Miniğimin kalbinde delik vardı onun düzelmesini bekledik neyse ki iyiye gidiyor.Bunun yanında sürekli tekrarlayan gribal enfeksiyonlarımız,uyku boğulmalarımız,kaslardaki nedensiz kasılmalar.fizyoterapilerimiz,tiroid takiplerimiz vs derken hayat ilerliyor..İki kişi mücadele ediyoruz artık.O hayatımızda yok.Nasıl zorlu bir süreçte nasıl zor bir anda beni yalnız bıraktı.Gözlerime ta gözlerimin içine dakikalarca bakabilecek bıkmadan öyle kalabilecek adam güçlü olamadı benim kadar.Diyorum ya şimdi evladımla baş başa yaşıyoruz her şeyi.Geçen gün beni aradı.Yine olsa yine aynı şeyi mi yaparsın dedi.Ona ne dedim biliyor musunuz?

Zorlu bir hamile kalma sürecine rağmen.
Yaşadığımız onca zorluğun sonunda hasta olacağını öğrendiğim andaki korkunç endişeme rağmen.
Sonrasında yaşadığım ya olursa/ya olmazsa ile geçen 20 küsür haftaya rağmen.
İnsanların bebeğim eve geldiğinde birbirlerine bakıp.Aaaa bir şey mi var acaba yüzü bir tuhaf demelerine rağmen.
Parkta oynarken yanıma gelip."Aaaaa bu bebek özürlü." diyen kişilere rağmen.
En yakın bildiğim ama çocuğumun en zorlu en hırçın dönemlerinde bizden kaçan dost sandıklarıma rağmen
Hemde babası olmana rağmen defolup gidip bizi bırakmana rağmen.

Onun;

Kucağıma verildiği andaki o güzel kokusunu
Herkesten geç ama ilk emeklediği anı
Herkesten çok geç ama destekle de olsa ilk yürüdüğü anı.
Herkesten geç ama elimi sımsıkı ilk tutabildiği anı.
Herkesten geç ama ilk "annooeee" dediği anı.

Hiçbir şeye değişmem.Evet yine olsa yine yaparım.Çünkü yaşadığımız tüm toplumsal baskılara tüm yalnız kalışlarımıza rağmen ben onu çok seviyorum.Çünkü o ÖZEL BİR ÇOCUK ben ÖZEL BİR ANNEYİM.







Unutulmamalıdır ki Down Sendromunun kesin tedavisi yoktur.Bu bir eksiklik değil fazlalıktan oluşan genetik bir rahatsızlıktır.Down Sendromlular eğitilebilirler ve hayata uyum sağlayabilirler ve meslek edinebilirler


Down Sendromu nedir detaylı bilgi için tık

Konu hakkında detaylı paylaşımlar için tık
Bunu yaşayan ailelerin deneyimlerini okumak için tık
Online Bağış için tık


Not:Yazıyı blog sahibi bu gibi durumda olan aileleri ve yaşadıklarını hissetmek adına empati yaparak yazmıştır.gerçek hayatından bu durumu yaşamadığı için olası bir yanlış duygu için şimdiden özür diler..

Sevgiler Bal Anne