Pedagog günlüğü -1-



    Öyle böyle derken pedagogun yolunu tuttuk.Lina kapıdan girer girmez sedyeyi gördü ve ağlama başladı.Aynı arabaya bindiği zamanki gibi çığlık kıyamet bir ağlama.Aytül hanım iletişim kurmaya çalıştı,oyuncaklar gösterdi,kendisinin doktor olmadığını burada ilaç,iğne,steteskop olmadığını sadece konuşacağımızı söyledi ama nafile. Lina ağlıyor,arada duruluyor,onu kucağımıza almak istediğimizde yada bir oyuncak uzattığımızda reddediyor ağlaması daha da yükseliyordu.Ağlarken güneş gözlüğünü takıyor ve çıkarma konusunda direnç gösteriyordu.

   Aytül hanım önce isimlerimizi aldı ve konuşmaya başladı:"Lina buraya geleceği konusunda bilgilendirildi mi?" Bilgilendirmemiştik;biliyorduk ki bilse yolda kıyamet kopacak ve asla gelmek istemeyecekti.Kendimizce doğru yaptığımızı sanmıştık ama bu kocaman bir yanlıştı."Onu buraya gelmeden önce bir yere gideceğiz orada konuşacağız,oyunlar oynayacağız vs gibi bilgilendirmeniz gerekirdi."dedi Aytül hanım.Sonra şöyle devam etti: "İçeri ilk girdiğinizde sedyeyi gördü ve korktu ama şu an benim açıklamalarımdan sonra etrafı inceliyor,buda onun artık korkmadığını ,tamamen sakinleşemediği için ağladığını gösteriyor.Sizden ricam şimdi sandalyelerimizi birbirine yaklaştırıyoruz ve konuşmaya başlıyoruz,arada sarılmak istediği zaman alın sarılın,konuşmak istediği zaman konuşun ama siz ona laf atmayın." (Bu arada Lina baston pusetinde oturuyor ve inmek istemiyor hatta kalkıp ters dönüp yüzünü saklıyor)

Pedagog sonrası birazcık eğlence

   İşte en zor kısım buydu çocuğun deliler gibi ağlarken hiçbir şey yokmuş gibi davranmak. Lina babasına yakın olduğu için ara ara yalvaran ve yaş dolu gözlerle koluna sarılıyor  ve "Gidelim! diyordu.Biz o yokmuş gibi konuşmaya devam ettikçe ağlaması biraz yükseldi ve sonra babasının kucağına gelmek istedi bundan bir kaç dakika sonra sustu.Artık oyuncaklarla ilgileniyor ve ağlamıyordu.

  Normalde Aytül hanım eğer Lina sakin kalabilseydi onunla konuşacak ,resimler yaptıracak tepkilerini gözlemleyecekti.Maalesef Lina kendini regüle etmeyi çok uzun bir zaman sonra başarınca bunlar mümkün olmadı.Biz bu sırada hayatımızI anlattık,taaa hamilelik ve doğum sürecinden başlayıp bu zamana gelecek şekilde.

  Aytül hanım not alıyor biz sürekli anlatıyorduk.Aytül hanım şuna dikkat çekti "Çocuk arabada korkunca sizin onun gözlerini kapamanızı istemiş,buraya girdi ve ağlamasını durduramayınca güneş gözlüğünü taktı.Bu durum bana onun zihninde bir görüntü olduğunu ve onu görmek istemediği için gözlerini kapadığını düşündürüyor.Bu yaşadığı bir olay,bir rüya veya televizyonda yada dergi kitap vs gibi bir şeyde gördüğü bir görüntü olabilir.Çocuklar bu dönemde rüya ile gerçeği tam olarak ayırt edemezler.Yaşadığı her neyse onun zihnine yerleşmiş ve stresli zamanlarında gözünün önüne geliyor.

Ben hayali arkadaşlardan bahsettiğimde de tıpkı eşimle ikimizin araştırmalarında da edindiğimiz bilgi doğru çıktı.Hayali arkadaş sağlıklı bir çocuğun kişisel gelişiminde mutlaka olur-olmasa çocuk sağlıksız anlamına gelmez-eğer bir korku sonrası çıkmışsa bu çocuğun kendini ifade edilmesi için bir şanstır,çocuk bastırdığı duygularını bu şekilde açığa vurur.Bunu takip etmek ve iyi not almak gerekir.

   Bu zamana kadar oyun,resim vs doğru adımlar olmuş bunlara daha fazla gözlem yaparak devam edelim.Ona konu ile ilgili fakat çokta dillendirmeden resim yaptırmaya çalışalım.Bir sonraki gelişinizde (13.05.2013) gelmeden bilgi verin ve konuşacağımızı,oyunlar oynayacağımızı söyleyin. Lina'nın bu zamana kadar yaşadığı kaygıları (alerji,ameliyat,tırnağının çıkması,kulağı delinince yaşadığı korku,şiddetli kabızlık sonrası makat yırtılması ve lavman vs vs) çok sakin ve olgunlukla karşılamasının bir birikimi bu korku ile dışa çıkıyor olabilir.Bunların hepsini daha yakından gözlemleyerek öğreneceğiz dedi.



Bize düşen görevler ise;


  • Zaten iki yaş sendromu içine düşmüş olan çocuğumuzu daha fazla anlamak,ona daha fazla sabır göstermek ve daha fazla zaman ayırmak.
  • Resimlerle ve hayali arkadaşlar yardımıyla konuyu kendi açtığında sorular sormak çizmesi için çok irdelemeden yönlendirmek.
  • Arabaya binmesi konusunda asla ısrar etmemek ve teklif ondan gelse de tam hazır olmadan denememek.
  • Ona maksimum seviyede huzurlu bir ortam sağlamak televizyon dergi vs gibi şeylerden özellikle de şiddet içeren olgulardan uzak tutmak.


Şimdilik vaziyet bu.Ben hala küçücük çocuğum terapilik oldu diye üzülüyorum.Ona bakınca sanki ciddi bir hastalığı varmışta yada olanlara biz sebep olmuşuz gibi bir üzülme bir vicdan azabı kaplıyor içimi.

Kızıma Not:Miniğim tıpkı içime konduğun 03.04.2010 tarihindeki gibi güçlü olacak,bunu da aşacaksın/ğız.Sevgi dolu yüreğimiz seni sarıp sarmalayacak ve sen korkularını yeneceksin.İnşallah bu satırlar ileride sen okuduğunda ailem beni ne kadar önemsemiş diyebileceğin ve size neler yaşatmışım diye düşünüp gülümseyeceğin satıralara dönüşür..

SENİ HER ŞEYDEN ÇOK SEVEN ANNEN....