Tehlikenin farkına varmazsak....




Zaman zaman hepimizin serzenişleri oluyor,hepimizin ayrı dertleri var.Kimiz çocuğumuzdan,eşimizden kimimiz ailemizden,arkadaşlarımızdan dertliyiz.Eşimizin eskisi gibi bize vakit ayırmadığından ya da çocuğumuzun çok hırçın ve söz dinlemez olduğundan yakınırız.Son zamanlarda hangi yakın dostumuzu aradığımızı hatırlamamıza rağmen sanalda dakikalarca vakit geçirir belki bu durumdan dolayı esas hayatımızdan vazgeçeriz

 Bunları farkında olmak ve harekete geçmek tabi ki önemli bunun yanında hayatının belirli bir kısmı elinden kaymış ,eşi ile arasında olan sıkıntının farkında bile olmadan sanal dünyada kendine mutluluk arayan ya da çocuğu ile birlikte oynamak yerine eline İpad'i tutuşturup onun oyuncakla oynamayıp İpad kullanmayı iyi bilmesini zeka belirteci sanan ve çocuğunu çizgi filmle susturan bir grup insanda var.

2012 yılında Amerika'nın Utah Valley Üniversitesinde yapılan araştırmaya göre Facebook kullanma oranınızla mutsuz olma oranınız aynı doğrultuda,sebebine gelince:Kişiler kendilerinden daha iyi imkanlara sahip olan ve çok daha fazla mutlu kişileri gördükçe kendilerini daha fazla çıkmazda ve neden mutlu olmadıklarını sorgular halde buluyorlar.

Sanal dünyanın bunun yanında hepimize bir çok olumlu etkileri de mevcut.Sanal dünyada; tanışıp iş kuran,yuva kuran,birlikte yol arkadaşı olan bazı kişileri tanıdıkça daha fazla ortama girip daha da fazla insan tanıyan, bilmediği bir çok şeyi bilenine sorma fırsatı yakalayan,yeri geldiğinde yalnız olmadığını hisseden ya da yeri geldiğinde tartışan,kitleselleşen hatta yeri geldiğinde ihtiyacı olana yardım eden ,hastasına ilik bulan,toplanıp dizi seyreden vb bunlar gibi saymakla bitmeyecek konuda kazanım elde etmiş kişiler var.

Peki siz,siz hangisisiniz? Ya da sanal alem ne kadar içinizde ?

Ne zaman uyurken eşinize sımsıkı sarıldınız.Ne zaman yatarken son yaptığınız şey cep telefonunuza bildirim gelip gelmediğini kontrol etmemek oldu?

Sevdiklerinizle bir yere gittiğinizde ne zaman tam anlamıyla yaptığınız şeye konsantre oldunuz?

Yaptığınız arkadaş sohbetlerinde ne zaman elinize hiç telefon almadan biriyle yazışmadan,bir şey paylaşmadan vakit geçirdiğiniz oldu?

Eşinizle ya da sevdiğinizle ne zaman aklınızda paylaşayım duygusu geçmeden vakit geçirdiniz?

Çocuğunuz ne zaman yaşadığı anın tadını çıkararak eline herhangi bir sosyal medya aracı almadan keyifli vakit geçirdi?

Ne zaman kadın kadına sadece muhabbet ederek oturdunuz ve elinize telefon almadınız?

Arkadaşlarınızla toplu halde dışarı çıktığınızda elinize hiç sosyal medya aracı almadığınız,paylaşım yapmadığınız sadece anı yaşadığınız bir an oldu mu?

Gittiğiniz tiyatro,konser,sinema gibi yerlerde check-in yapmada, paylaşım yapmadan sadece sahneye konsantre olmayalı ne kadar oldu?

Hayatımıza değer katan insanların en özel günlerinde gözlerinin içine bakıp mutluluklarını paylaşmaktansa kayıt altına alıp fotoğraf çekme uğruna ne kadar çok önemli anı  heba ettiniz?

Ve eşinizle paylaşacağınız en özel anlarınızda bile o size sarılıp sizi özlediğini ifade ederken siz ne zaman elinizden telefonu bıraktınız?



Eğer bunlardan bir ya da bir kaçına "Evet!" diyorsanız kendinizi görmek için "Yok ya ben o kadar da değilim." diyorsanız "Emin misiniz?" sorusunun cevabı için gerçekten bunu yapmıyorsanız yapanların dışarıdan nasıl gözüktüğüne bir kez daha şahit olmak için bu videoyu seyredin!




Evet belki bu devirde sosyal medya araçlarını kullanmak bir gereklilik gibi gözüküyor hele ki kurum,oluşum,tanınmış kişi,bloggersanız hatta sade vatandaşsanız bile bu zorunlu hale gelebiliyor ama bu hayatımızda bizim için çok değerli olan zamanın akıp gitmesine seyirci kalırken kaybettiklerimizi yerine getirebilir mi?

Televizyon çıktığında derdik ya "Muhabbet öldü!" elektrikler kesilince bunu daha iyi anlıyoruz diye.Şimdi tam tersi cep telefonlarımız evde kalınca bunalıma giriyoruz.Bize kalan zamanın farkında bile değiliz.Kaçımız çocuğumuzdan zaman çalmıyoruz ya da o uyurken bunları yapıyorsak eşlerimizden zaman çalıyor olmuyor muyuz?Sanal alemde geçirdiğimiz vaktin yüzde kaçını kendimiz için ayırıyoruz?

Pek tabi ki bu bir gereklilik,yaşamımızda her konuda olduğu gibi bu konuda da sınırları bilip ona göre davranmak gerekir.Sonra kimse öfke dolu bir toplum olduk,boşanmalar arttı,çocuğum benimle konuşmuyor,birbirimizi anlamıyoruz,sürekli bir yarış halindeyiz,kimse kimseyi çekemiyor,herkes anlayışsız demesin.

Sanal dünya dozunda olduğu sürece insanı rahatlatan ve çok farklı dostluklar elde edilebilecek bir yer ama ne olur bu videodaki gibi bir hal almayalım!



Not:Videoyu paylaşan sevgili ağabeyime bazı şeyleri bilmeme rağmen daha çok farkında olmamı sağladığı için teşekkür ediyorum.