Mutluysan mutluyum.

Bazen onun mutlu olması için bir çok plan yapıyorum.Gidilecek yerler,görülecek mekanlar vs. ama o "Ben şuraya gitmek istiyorum anne." dediğinde akan sular duruyor.

Pazar günü onu sinemaya götürecektik,istemedi."Ben Filli Park' a gitmek istiyorum." dedi.Biz de evimize çok yakın olduğu için yürüyerek Filli Park' a gittik.

Orada minik ağaçlardan yapılmış bir labirent bölümü var.Zemini kiremit parçası gibi minik ufalanmış kumlarla doldurma,normalde çok sağlıklı bir oyun aracı değil; ama Lina ona kırmızı kum diyor ve oynamayı çok seviyor diye biz de izin veriyoruz.




Bayılıyor bu kırmızı toprakla oynamaya.Saçını başını toplamadan heyecanla giriyor labirentin içine.




Özgürce oynasın diye hiç karışmıyoruz.Üstü  mü kirlenmiş,yüzü gözü mü batmış hiç ikaz etmiyoruz.




Arada saçı başı karışınca düzeltmeye kalkıyor,ellerindeki tozlar yüzüne yapışıyor.




Arada bir de gülümsüyor."Çok mutluyum anne-baba." diyor.O an biz de çok mutlu oluyoruz eşimle.




Koşmak,doyasıya koşmak yapmayı en çok sevdiği şey.Tüm çocuklar gibi.





Arada bir de böyle bilmiş bilmiş bakıyor yüzümüze.İçimize sokasımız geliyor.Maaşallah kuzumuza...




E madem burası Filli Park fillerle oynamadan olmaz.




Üzerini kırmışlar diye üzülüyor minik fil için,canı yanıyordur belki acısını geçireyim diye sarılıyor.Çocuk işte....




Böyle masum...




Böyle cesur...




Böyle de özgür...




Bu aşağıdaki kolaj Lina'nın geçmeye ilk zamanlar korktuğu minik köprü.Minicikti korktuğu zamanlarda.Şimdi fotoğrafını çekmek için hızına yetişemiyorum.




Çocuklar ufacık şeylerle mutlu oluyorlar.Onları en çok mutlu eden şeylerden bir tanesi de parka gitmek.Masrafsız ve zahmetsiz ;ama sonunda mutlak mutluluk olan.Ne de olsa onlar mutluyken biz de mutluyuz.


Rabbim evlatlarımızın hep mutluluklarını göstersin bizlere.

Bakırköy Fildamı Parkı